15 Mayıs 2011 Pazar

ÖSYM Savcısı'nın Google palavrası

ÖSYM Savcısı "Şifre var ama kopye yapıldığına dair bir kanıt bulamadık" dedi.
Öğrenciler sınav kitapçıkları üzerine "Bu soruları mod medyan metodu ile çözdüm" diye not mu yazacaklardı.
 
Sınavdan önce öğretmenler arasında, öğrenciler arasında internette mod medyan ile ilgili yazışmalar oldu.
Aydınlık gazetesi bu yazışmalardan birkaçını yayımladı.
Savcı Bey eğer kanıt arasaydı, internetteki bu yazışmaları araştırırdı.
 
Araştırdı mı Savcı Bey?
Bu yazışmaları yapanları bulup sorguya çekti mi?
"Mod medyan sorulacağını kimden duydunuz" diye sorguladı mı?
Bu yazışmaları yapanların evini sabahın köründe basıp aradı mı, bilgisayar hard disklerine el koydu mu?
Cep telefonu ile kimlerle konuştuklarını, mesajlaştıklarını araştırdı mı?
Mod medyanı kimlerden duyduklarını öğrendi mi? Onları bulup, onların kimlerden öğrendiğini araştırıp bu şekilde ip ucunu takip ederek esas elebaşıya ulaşmaya çalıştı mı?
Hayır, hayır, hayır. Böyle yazışmalar olduğunu bile görmezden geldi.
 
Sınavdan önceki tarihlerde internette mod-medyan kelimesini araştıranların listesini çıkardı mı, onları sorguya çekti mi, bu kelimeyi niçin aradıklarını sordu mu, konuyu kimlerden öğrendiklerini araştırdı mı?
Hayır, yapmadığı gibi, "Sınavdan önce mod medyan internette aranmamış" diyerek gerçek dışı beyanda bulundu takipsizlik kararında... Utanmadan...
 
Cin Ali'nin ve ÖSYM çalışanlarının, METEKSAN çalışanlarının evlerine sabahın köründe baskın yaptı mı?
Hard disklerine el koydu mu? Telefon konuşmalarını araştırdı mı? Kimlerle konuştuklarını araştırdı mı?
Delilleri karartmalarını önlemek için gözaltına aldı mı?
Hiçbirini yapmadı. Peki, kanıt vahiy yoluyla yukarıdan bir yerlerden mi gelecek?
Bir araştırma yapmazsan, tabii ki kanıt bulamazsın.
 
Gelelim Google palavrasına:
Savcı Bey takipsizlik kararında:
"Google verilerine göre mod medyan aramaları sınavdan sonra en yüksek serviyeye ulaşmış.
Dolayısıyla sınavdan önce böyle bir araştırma olmadığı için, mod medyan şifresinin duyulmadığı anlaşılmıştır"
gibi bir palavra atmış, daha doğrusu saçmalamış.
 
Olayın iki yönü var.
Birinci yönü, Yılmaz Özdil 30 Nisan'da açıklamıştı:
İşte yazısında verdiği Google grafiği:
Özdil şöyle yazıyor:
 
Şifre var, faydalanan yoksa...
Bu ne?
*
Google’a girin, “google trends” yazıp, tıklayın, açılan sayfanın “kelimeyi ara” bölümüne “mod medyan” yazın, bi grafik çıkıyor, sağ üst köşedeki “ülkeler” bölümünden Türkiye’yi seçip, ülkelerin hemen yanındaki “zaman” bölümünden “son 12 ay”ı tıklayın... Bu çıkıyor.
*
Mod medyan kelimesinin, son 12 ay içinde, Türkiye’den aranma istatistiği.
*
“Jan 2011” çizgisi, yılbaşı...
İlk dilim şubat ayı, ikinci dilim mart ayı, “Apr 2011” çizgisi, Nisan ayının başı.
*

Evet, işte Özdil'in açıkladığı grafik bu.
2010 yılında mod-medyan kelimesi hiç aranmamış. 2011 Ocak ve Şubatta da hiç aranmamış.
7 Mart 2011'de arama başlıyor, 14 Mart'tan sonra ise arama jet hızı ile yükseliyor, sınav tarihi olan 27 Mart'a kadar yükselmeye devam eden arama 31 Mart'ta tepe (zirve) yapıyor.
5 Nisan'a kadar jet hızı ile düşüyor.
 
Şimdi elinizi vicdanınıza koyun, Sayın Savcı'nın "Sınavdan önce mod medyan aranmamış" beyanını yukardaki grafikle karşılaştırın.
İnternet kullanma yetkisi sadece savcılıkta olsaydı, Sayın Savcı'nın bu aldatma girişimi mantıklı olabilirdi.
Fakat her vatandaş internete girip yukardaki araştırmayı yapabilir, kaldı ki Özdil bunu önceden gazetede açıklamış.
 
Savcının "Kanıt bulunamadı, öyleyse kopye yok" beyanı bu yüzden kabul edilemez.
Sınavdan önce internette mod-medyan hakkında yazışmalar ve yukardaki grafiktan ala kanıt mı olur?
 
Ama bu kanıtlar olmayabilirdi.
Kopye planı, bu şifrenin haber verildiği öğrencilerin ağızlarını sıkı tutmaları ve bu planın duyulmaması hesabı ile yapılmıştı.
Ama çocuklardan veya velilerinden bir veya birkaçı ağzını tutamadı, 7 Mart itibariyle mod medyan söylentisi yayılmaya başladı.
Fakat bu durum olmayabilirdi.
Şifreyi öğrenenler ağızlarını kapasalardı, konu internete de düşmeyecekti. Google aramaları da olmayacaktı.
Demek istiyorum ki, Sayın Savcının Google palavrası doğru olmuş olsa bile, bu, kopye olmadığını göstermeyecekti.
Konu internete düşmemiş olsa idi bile, savcının görevi, "Şifre konmasının nedeni kopye çekmektir" düşüncesi ile başta Cin Ali olmak üzere bütün ÖSYM ve METEKSAN çalışanlarının evlerine baskın yapıp hard disklerine el koymak, telefon konuşmalarını incelemekti.
Ama hiçbirini yapmadı. Kanıt bulmak için kılını bile kıpırdatmadı.
Cin Ali'nin koluna girip METEKSAN'da araştırma yaptı sadece. Yani şüpheli (sanık) ile Savcı birlikte kanıt aradılar.
İşte ileri demokrasi bu... :)))
*********
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder