16 Ağustos 2011 Salı

Bütün yollar AKP'ye çıkıyor : Deniz Feneri - 2


AKP'ye çıkan 7 yol
 
Alman Savcı: "Asıl suçlular Türkiye'de"  demişti.
Suçlular AKP himayesinde 3 yıl ellerini kollarını sallayarak dolaştılar.
Almanya'daki ilk mahkemede Tayyip Erdoğan'ın yakın dostu Mehmet Gürhan 5 yıl 10 aya mahkum olmuştu.
İkinci mahkeme, Türkiye'deki suçluları isteyecek. Bunun önüne geçmek için Türkiye'deki sanıklar göstermelik olarak gözaltına alındı.
Bir sanık iki ayrı yerde aynı suçtan yargılanamayacağı için suçlular Alman mahkemelerinden kaçırılmış oldu.
HSYK, Danıştay, tüm yargı AKP denetimine geçti.
Özel yetkili mahkemeler zaten AKP ve Fethullah denetiminde idi.
Dolayısıyla Deniz Feneri sanıklarını Türkiye'de yargılamakta bir sakınca kalmamıştı.
 
Göstermelik olarak gözaltına alınan sanıklar:
Zahid Akman : Eski RTÜK Başkanı, şimdi RTÜK Üyesi
Zekeriya Karaman : Kanal 7 Yönetim Kurulu Başkanı
Mustafa Çelik : Kanal 7 Genel Yayın Yönetmeni
İsmail Karahan : Kanal 7 Yönetim Kurulu Üyesi
 
 
1
Kanal 7 Int. Finans Müdürü Firdevsi Ermiş'in bilgisayarında ele geçirilen belge.
Alman Savcının İddianamesinde bu belge şöyle anlatılıyor:
"2 Şubat 2005 tarihli alındı belgesinde Mehmet Gürhan, parayı Türkiye Başbakanı Tayyip Erdoğan'a (Doğu Asya'daki tsunamiden zarar görenlere dağıtması için) vermek üzere aldığını tasdik ediyor.
Sanık Ermiş'e soruldu, tasdik etti."
 
2
Almanya'daki Deniz Feneri 1 davasında suçlu bulunarak 5 yıl 10 ay hapis cezası alan Deniz Feneri e.V. yöneticisi Mehmet Gürhan, halen Hünfeld Hapishanesi'nde yatıyor.
Tayyip Erdoğan, bu dava açıldığı zaman "Mehmet Gürhan'ı tanımam" demişti.
Bunun üzerine, "Tanımam" dediği Mehmet Gürhan ile çekilmiş fotoğrafını, Aydınlık Dergisi kapaktan yayımlamıştı.
İşte o fotoğraf:
 
Savcı Doris Möller Şoy (Moeller Scheu yazılıyor), "Almanya'daki bu operasyon yapılmasaydı, Mehmet Gürhan 22 Temmuz seçimlerinde AKP'den milletvekili adayı gösterilecekti" demişti.
 
3
Mehmet Gürhan'ın yanısıra, çetenin Türkiye'deki ayakları olan Eski RTÜK Başkanı ve şu anda RTÜK üyesi olan Zahid Akman, Kanal 7 Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman, Kanal 7 Genel Yayın Yönetmeni İsmail Karahan ve iki Kanal 7 yöneticisinin sanık olması, bu davanın AKP ile doğrudan ilişkisi olduğunu gösteriyor.
 
Yasadışı para transferinde kullanılan şirketlerden biri de Beyaz Holding'in Almanya'daki şirketi.
Beyaz Holding'in sahibi, Zekeriya Karaman.
AKP'li Beşir Atalay, holdingin eski ortağı. Abdullah Gül'ün yakın arkadaşı Fehmi Koru, holdingin eski yöneticisi.
Hükümet sözcüsü Bülent Arınç, Meclis mutfak malzemeleri ihalesini Deniz Feneri Derneği'ne verdi.
Ayrıca derneğe "Meclis Üstün Hizmet Ödülü" verdi.
 
4
Tayyip Erdoğan'ın oğlu Burak Erdoğan'ın kara para hareketleri yaşandığı dönemde Deniz Feneri ve Kanal 7'nin bulunduğu Almanya'daki binaya sık sık gelip gidiyor.
Başbakan'ın oğlu olarak VIP salonlarını kullanıyor ve üstü aranmıyor. Bu da Alman Savcının İddianamesinde yazılı.
 
5
AKP Hükümeti 20 Aralık 2004 Bakanlar Kurulu Kararı ile Deniz Feneri'ne "kamu yararına dernek" statüsü verdi.
Böylece derneğe vergi ve harç muafiyeti, izin almadan bağış toplama olanağı sağlandı.
3 yıldır yolsuzluk soruşturması devam etmesine rağmen AKP Hükümeti bu olanakları dernekten geri almadı.
 
6
AKP, soruşturmanın hem Almanya hem de Türkiye ayağını engelledi.
2004'te SPK (Sermaye Piyasası Kurulu) müfettişleri yolsuzluğu tespit etti, Başbakanlığa gönderdi.
Başbakanlık suç duyurusu yapmadı.
Savcılık Zahid Akman için soruşturma izni istedi, Başbakanlık izin vermedi. Danıştay kararı ile inceleme mümkün oldu. (Danıştay artık AKP'nin eline geçti, bundan sonra Danıştay da böyle durumlarda izin vermeyecek.)
Alman Savcının İddianamesinde şöyle deniyor (sayfa 42): 
"Almanya'da yürütülen soruşturma süresince, Türk Hükümeti, tutukluluğa mani olmaya çalışmıştır."
 
7
Alman Savcının iddianamesinden:
"YİMPAŞ, dünyanın her tarafında binlerce yatırımcıdan para toplayarak zimmetine geçirmiş, AKP gibi parti ve İslami örgütlerin finasmanında kullanmıştır."
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder