28 Ağustos 2011 Pazar

Casusluk serbest


Ali Serdar Bolat   27 Ağustos 2011
 
Emekli general ve siyasetçiler, Org. Koşaner'e ait ses kaydının "casusluk faaliyeti ve düşman cephesi eylemi" olduğunu söylediler.
Bu ses kaydının, devlet olanakları kullanılmadan yapılamayacağı belirtiliyor.
Dinleyenlerin bir ucu ABD'ye uzanıyor.
Ses kaydının Kandil bombalanması sonrasında ve Kandil'e kara harekatının gerekliliği tartışmaları yapılırken ortaya çıkarılması dikkat çekiyor.
Amerikancılar: "Bu orduyla mı Kandil'e gideceksiniz" diye moral bozucu ve PKK'nın ana üssünü koruma maksatlı yaygara yapıyorlar.
Yobaz + bölücü + emperyalizm üçlüsü boş durmuyor.
 
AKP Gurup Başkanvekili Canikli hem "kayıttakiler haklılığımızı teyit etti" dedi, hem de konuşmaların dinlenmesini kınadı.
Hem yapıp hem kınamak, suçu başka yere havale etmek bunların klasik tavrı.
AKP'nin ithal ettiği son sistem ortam dinleme cihazlarını unuttuk mu sanıyorlar?
Ya da "Başbakanlığa doğrudan bağlı, Meclis'e yürüme mesafesinde" kurulmuş olan F-tipi özel güvenlik örgütünü?
 
Uzmanların ortak görüşü:
"Emniyet içindeki Fethullahçı Gladyo ile uluslararası etkinliğe sahip istihbarat örgütünün ortak çalışması.
İktidarın her türlü maddi manevi desteği verdiği özel örgütün işi."
 
 
 
Tüm yandaşlar, Org.Koşaner'in, Balyoz belgelerinin doğru olduğunu kabul ettiği şeklinde beyin yıkamaya çalışıyorlar.
İşte Gülay Göktürk'ün yazısından bir bölüm:
 
Askeri başarısızlıklar karşısında samimi üzüntüye kapılan paşa, konu darbeciliğe gelince en ufak bir pişmanlık belirtisi göstermiyor.
Kızdığı tek şey; "namerdin eline bu kadar çok malzeme vermeleri..." Balyoz'da onu üzen tek şey bu!
"Karargâhta böyle planlar nasıl yapılır" diye sormuyor da, "Karargâh'tan böyle planlar nasıl dışarı çıkar" diye isyan ediyor. 
"Esas rezalet bu" diyor. Anayasa suçu işleyenleri koruyup kollayanlar mert, bu suçu açığa çıkaranlar da namert oluyor onun lügatında.
 
Göktürk, kasıtlı olarak, iki planı birbirine karıştırıyor.
Org. Koşaner'in "Karargahtan böyle planlar nasıl dışarı çıkar" dediği planlar, plan semineri kayıtları.
Savcıların eline "Balyoz Darbe Planı" diye tutuşturulanlar ise, bu seminer kayıtlarına tertipçiler tarafından suç unsurları ilave edilerek oluşturulmuş sahte belge ve sahte ekleri.
Göktürk, sanki Org. Koşaner Balyoz İddianamesindeki sahte planlardan bahsediyormuş gibi konuşuyor.
 
Halbuki, seminer kayıtlarına tertipçiler tarafından eklemeler yapılmış olduğu kesin delilleri ile ispat edilmiş durumda.
100 adetten fazla tarihleme hatası ve yer bilgisi hatası var.
Seminerin yapıldığı tarihten aylarca ve yıllarca sonra olmuş olaylar, Balyoz Planı'nda yer alıyor.
Tutuklu sanık Jandarma Kurbay Albay Hanifi Yıldırım savunmasında bunları açıkladı.
Org. Çetin Doğan'ın kızı ve damadı tarafından yönetilen  http://cdogangercekler.wordpress.com/ sitesinde bunların çoğu kayıtlı.
Okuyup araştırdıkça yeni yeni tarihleme hataları bulunuyor. Dün bir hata daha bulundu:
Duruşmada, çapraz sorguda E. Korg. Ayhan Taş açıkladı:
Alb. Yıldırım tarafından hazırlandığı iddia edilen "Görevlendirilecek Kamu Personeli" listesinde Muammer Güler İstanbul Valisi olarak kayıtlı.
Bu listenin kayıt tarihinde Güler henüz İstanbul Valisi olmamış.
 
Aynı duruşmada, tutuklu sanık Kurmay Albay Mustafa Koç şunları anlattı:
"Tutuklanma nedenim, Gölcük'te çıkan "Kilit Görevlere Atanacak Personel" listesinde adımın bulunması.
Bu belgenin son kaydedilme tarihi 27 Aralık 2010. Ben o tarihte burada, mahkemedeydim.
Ben hiç İstanbul Jandarma Bölge Komutanlığı emrinde çalışmadım."
 
Listede Alb. Koç, hiç çalışmadığı bu komutanlıkta çalışıyor görülüyor.
Bunun gibi onlarca yer bilgisi hatası var.
Bu da, bu sahte listelerin suçlanan askerlerin hangi tarihlerde nerede görevli olduğu hakkında sağlıklı bilgisi olmayan sivil tertipçiler tarafından hazırlandığını gösteriyor.
 
Hakimler, bunların hepsini kös dinler gibi dinliyorlar ve şu cevabı veriyorlar:
"Bunlar, delillerin değerlendirilmesi sırasında göz önüne alınacaktır"
Delillerin değerlendirilmesi için tüm sanık ve tanıkların dinlenmesi ve sorgularının tamamlanması gerekiyor.
Dava bu hızla devam ederse bu aşamaya yıllarca sonra sıra gelecek.
Sahteliği apaçık belli olan "belge"ler hakkında sorgulamalar devam ediyor.
 
Maksat yargılama yapmak değil, komutanları mümkün olduğu kadar uzun süre içerde tutmak.
Bu bir yargılama değil, Obama'nın emri ile ordumuza yapılan saldırıdır.
 
 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder