16 Ağustos 2011 Salı

PKK ile değil, ABD ile savaşıyoruz


Ali Serdar Bolat    4 Ağustos 2011
 
Arka arkaya şehitler vermeye devam ediyoruz.
Sadece biz değil, İran da aynı durumda.
26 Temmuz'da Servabat kentindeki ordu karargahına baskın yapan PJAK, Tuğgeneral Hudlan'ı şehit etti.
İran son bir hafta içinde PJAK saldırılarında yurt içinde 8 şehit verdi.
Orada kimse "Ordu başarısız" diye yırtınmıyor.
İran Hükümeti, PJAK ile değil, ABD ile savaştıklarının bilincinde.
 
ABD'nin baş destekçisi ise AB.
Kum Üniversitesi mensuplarının gösterisinde "PJAK'ı Amerika destekliyor" sloganları atıldı.
Örgütün Ahmedi adlı elebaşı Almanya'da.
Milli Güvenlik Komitesi Üyesi Sururi: "PJAK örgütünün elebaşı Ahmedi'nin hain eylemlerini kanıtlayan belgeleri teslim etmemize rağmen Almanya tepki vermedi, örgütün elebaşını bu şekilde korumak suretiyle terörist gurubu da himaye ettiğini gösterdi" dedi.
İran'ın Öcalan'ı şu anda Almanya'dan örgütü yönetiyor yani.
Türkiye'de PKK, İran'da PJAK, Irak'ta Barzani. (Suriye'deki bölücülerin örgüt kurma çalışmaları devam ediyor. AKP hükümeti sayesinde geçenlerde Hatay'da toplantı yaptılar.)
 
Demek ki sadece Türkiye'de değil, İran'da, Suriye'de, Irak'ta da bölücüleri Amerika destekliyor.
Amacı, bu 4 devletten koparacağı parçalar üzerinde kendine bağlı Birleşik Büyük Kürdistan kurmak.
 
Bir internet sitesinde bir arkadaş bana: "Türk ordusunu terörle savaşta başarılı mı buluyorsunuz" gibi garip bir soru yöneltti.
Halbuki, başarılı olan da olamayan da hükümettir.
Cumhurbaşkanı, başkomutandır. Bütün sorumluluk devlet yöneticilerine, Başbakan ve Cumhurbaşkanı'na aittir.
Türk Ordusu, TBMM'nin ordusudur, barışta Başbakanlığa bağlıdır, onun verdiği görevleri yapar.
 
Şimdi bir bataklık düşünün, orada sivrisinekler ürüyor. 
İlçe sakinleri şikayetçi. Kaymakam ve Belediye Başkanı, ellerine paletler tutuşturdukları zabıta görevlilerini sokaklara salmışlar.
Zabıtalar sokakta pat pat vurup duruyor. Yıllar geçiyor, sivrisinek saldırıları tükenmiyor.
Şimdi birisi size: "Zabıtayı sivrisineklerle savaşta başarılı mı buluyorsunuz" diye sorsa, ne cevap verirsiniz?
Kaymakam ve Belediye Başkanının zabıtaya: "Git bataklığı kurut, sivrisineklerin yuvasını yok et" demesi gerekmez miydi?
Pat pat vurmakla sivrisinek tükenir mi?
 
PKK ile savaşta da Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Türk Ordusunun durumu yukardaki sivrisinek örneğinin aynıdır.
Vermişler ordunun eline silahları, "Git PKK'li avla" diyorlar.
Ordu 30 PKK'li öldürse, Kandil anında 30 yeni eğitilmiş PKK'li yolluyor. Türkiye'den de Kandil'e eğitilmek üzere 30 genç gidiyor.
Sen ne kadar PKK'li, öldürürsen öldür,
aynı sayıda Kandil'de eğitilmiş hazır bekleyen PKK'li Türkiye'ye yollanıyor,  
Türkiye'den de Kandil'e aynı sayıda genç eğitim görüp hazır kuvvet haline gelmek için gidiyor.
Bu durumda Türk Ordusu'nun başarılı olmasını nasıl bekliyorsunuz? Nasıl başarılı olabilir?
Karşısındaki düşman, ne kadar öldürürsen öldür, eksilmiyor...
 
Peki, ne yapmak lazım?
Kandil'e gidip eşkiyanın karargahını, ihtiyatlarını, eğitim yerlerini, silah depolarını yok etmek, orayı bir daha kullanamayacakları hale getirmek ve belirli bir süre orada kalmak gerekir.
Yani bataklık kurutulmalı ki, sivrisinekler üreyemesin.
T.C. Hükümetleri defalarca sınır ötesi harekat için "tezkere" çıkardılar.
Şu andaki AKP Hükümetinin elinde de tezkere var.
Peki, hükümetler ne yaptı bugüne kadar bu tezkerelerle?
Sadece sınırlı sınır ötesi harekat. Biraz içeri giriyoruz, birkaç çat pat, sonra geri. Ama eşkiyanın merkezi olan Kandil'e asla gitmiyoruz.
Kandil'den batıya doğru uzanan şeritteki birkaç kampı basıp geri dönüyoruz.
 
En son, AKP Hükümeti ve Org. Büyükanıt döneminde Güneş Harekatı yapıldı. Hem de kış ortasında.
Ordumuz Kandil'e yaklaşırken heyecanla yerinden fırlayan Buşoğlu Buş telefona sarıldı:
"Aman Mistır Tayyip, ordunuz Kandil'e yaklaşıyor. Durdurun şunları" dedi.
Bir de açıktan emir verdi ki bütün dünya duysun: "Artık yeter, harekatı bitirin"
 
Amerika'ya bağımlı olan Türk hükümetleri, ordumuza:
 "Git, Kandil'i yok et, karşına kim çıkarsa vur, Barzani Peşmergesi çıkarsa vur, Amerikan askeri çıkarsa vur"                                                                                                             dedi mi?
Demedi, diyemedi. Neden? Amerika istemiyor da ondan.
Amerika PKK'yi koruyor. Buş'un feryadı bunu açıkça ispat ediyor.
 
Sadece korumakla kalmıyor, yardım ediyor.
E. Org. Necati Özgen, 28 Temmuz'da Ulusal Kanal'daki programda ABD'nin PKK'ya yardım gönderdiğini gözleri ile gördüğünü söyledi.
Aydınlık, bundan birkaç sene önce, ABD'nin PKK'ya gönderdiği 1,250,000 dolar yardımın belgesini yayımlamıştı.
ABD, Çelik Harekatı sonrası Irak'tan kaçırdığı peşmergeleri Guam Adası'nda eğitip geri yollamıştı.
Bu peşmergeler ABD subayları eşliğinde Kandil'de PKK'lılara eğitim vermeye giderken görüntülendiler.
Yani karşımızda Özal'ın bizi yanıltmak için söylediği gibi "Bir avuç çapulcu" yok, Amerikan ordusu standartlarında eğitim gören, lojistiği ve istihbaratı Amerika tarafından sağlanan bir örgüt var.
 
ABD'nin PKK'ya yaptığı yardımların belgelerini Özal'a veren Org. Eşref Bitlis, Özal'ın ihbarı üzerine ABD saldırısına uğradı.
Kuzey Irak'a giden helikopteri, yapılan ikaza rağmen ABD uçakları tarafından düşürülmek istendi. Helikopterin yanından toplu halde geçerek oksijensiz bırakıp düşürmek istedilerse de pilot yere inmeyi başardı. Burada başarılı olamayınca içerden suikast yaparak Bitlis Paşa'yı şehit ettiler.
 
Çuvalcı generalin ziyaretinde Genelkurmay, uydu üzerinden canlı paylaşım talep etti.
Amerikalı bu isteği duymazdan geldi.
"Anında istihbarat" dedikleri şey, Amerikalıların işlerine gelen uydu görüntülerini bize aktarması.
Bu da, aslında istihbaratın PKK'ye verildiğini gösteriyor.
Bizim Genelkurmay'a verilmeyen görüntüler, Taraf gaz tenekesi'ne veriliyor ki, orduyu suçlasınlar.
 
Ayrıca, birliklerimiz göreve çıkarken valilerden izin almak zorunda.
Valilerin çoğu Fethullahçı, gerisi AKP'nin valisi (Ben değil, kendileri söylüyorlar). Ne demek istediğimi anladınız.
Bu durumlar göz önüne alınırsa "Türk ordusu terörle savaşta başarılı  mı" diye sormanın bir anlamı kalıyor mu?
 
"Amerika stratejik ortak, anında istihbarat, bilgi paylaşımı, Amerika PKK'yi terörist örgütler listesine aldı" vesaire palavraları bitmeden terör bitmez.
"AB demokrasinin beşiği, Atatürk'ün gösterdiği çağdaş medeniyet yolu AB" palavraları bitmeden terör bitmez.
 
Milli bir hükümet kurulup orduya
 "İran ordusu ile müştereken Kandil'i yok et, karşına kim çıkarsa vur. 
  Dağların güneyine, ovanın başlangıcına kadar olan dağlık bölgede emniyet şeridi kur,  
  Türkiye içindeki teröristler tamamen tükenene kadar o bölgeden ayrılma"
                                                            emri verilmeden terör bitmez.
 
Bu arada Erbil'deki kukla parlamentonun üzerinde uyarı uçuşu yapılması ve Amerikan uçaklarının yanlışlıkla Yugoslavya'daki Çin elçiliğine bomba düşürmeleri misali parlamento civarına yanlışlıkla birkaç bomba düşürülmesi anlamlı olur.
 
Harekat sırasında Kandil'den güneye kaçanların Barzani'ye sığınmalarını önlemek için güneyden kuşatma da düşünülmelidir.
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder