19 Ekim 2011 Çarşamba

İdeoloji olmazsa, Türk Milleti de olmaz

Ali Serdar Bolat   17 Ekim 2011
 
CHP yönetimi, Anayasa Uzlaşma Komisyonu'na 3 üye verdi.
AKP yöneticileri "Bunlar uyumlu arkadaşlar" diye sevinç açıklamaları yaptılar.
3 üyeden biri, Süheyl Batum idi (Hukuk Profesörü, CHP Genel Başkan Yardımcısı, Eskişehir Milletvekili)
 
Süheyl Batum, 14 Ekim'de Taraf gaz tenekesine yaptığı açıklamada şöyle dedi:
" 'Türklük' ibaresi çıkarılarak yerine getirilecek olan 'Yurttaşlık' ifadesi
           ırk, etnik köken veya dine dayanmayan hukuksal bir bağ olduğunu içermeli."
Süheyl Batum
 
Bilumum gericiler, yobazlar, bölücüler, Amerikancı - Avrupa Birlikçi mandacılar
            sevinç çığlıkları atarak Süheyl Batum'u alkışladılar.
 
"CHP'nin ideolojisi yok" diyen Kılıçdaroğlu yönetimi,
              "İdeolojisiz Anayasa" için Avrupa Birliği'ne vermiş olduğu sözü perçinliyordu.
"İdeolojisiz Anayasa isterük" diye bastıran Gül ve Erdoğan, bir mevzi daha kazanıyordu.
"İdeoloji" olmayacak, yani "Türklük" olmayacak.
Kılıçdaroğlu, "İdeoloji olmaması" konusunda Erdoğan ve Gül ile hemfikir.
Türkiye Cumhuriyeti'ne vatandaşlık bağı ile bağlı olanlara bundan böyle "Türk" denmeyecek, "T.C. vatandaşı" denecek.
 
Niçin?
Çünkü "Türk" ifadesi ırka, etnik kökene dayanıyormuş.
YUH. Bunu diyen kim? Anlı şanlı Hukuk Profesörü.
"Yurttaşlık ifadesi ırka, etnik kökene dayanmasın, onun için Anayasa'da "Türklük" ibaresi olmasın"
buyuruyor.
 
Oysa, din, dil, ırk, etnik köken farkı gözetmeksizin Türkiye Cumhuriyeti'ne vatandaşlık bağı ile bağlı olanlara Türk denildiğini ortalama bilgi sahibi herkes biliyor.
Bunun aksini söylemek gibi bir cehalet sahibi olmak için meğerse Hukuk Profesörü olmak gerekiyormuş.
 
Atatürk, en kalın kafalıların bile anlayabileceği şekilde bu konuyu şöyle açıklamıştı:
"Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir"
 
"Türk halkına Türk denir" demiyor, ırk ve etnik köken gözetmeksizin, "Türkiye halkına Türk Milleti denir" diyor.
Yani Türkiye'de yaşayan insanların tümüne "Türk Milleti" deniyor.
Süheyl Batum'un aksini iddia etmesi bilgisizlikten değil, kasıttan kaynaklanıyor.
Buradaki kasıt, ideoloji istememektir, yani Atatürk'ü istememektir.
 
++++++++++++
 
CHP Genel Başkan Yardımcısı İstanbul Milletvekili PKK'lıların avukatı Sezgin Tanrıkulu, Süheyl Batum'a sahip çıkarak şunları söyledi:
"25 Mayıs'ta bir Anayasa raporu hazırlamıştık.
O raporda Sayın Batum'un ifade ettiği yaklaşım var.
Anayasa'da din, dil ırk ve mezhep ayrımı yapmadan yani bir yurttaşlık tanımı yapmaya ihtiyaç olduğunu söylüyoruz.
Anadilde öğretim de yeni bir şey değil.
Yerelde sadece Kürtçe için değil, anadilini öğrenmek isteyen herkese kamu eliyle bu imkanın sağlanması gerektiğini düşünüyoruz"
 
Sezgin Tanrıkulu
 
++++++++++++
 
SABAH gaz tenekesi yazarı Mahmut Övür, bilumum gerici, yobaz, bölücü, Amerikancı-Avrupa Birlikçi mandacıların hislerine tercüman olarak şunları yazıyor:
 
"Bu net açıklamanın Batum'dan gelmesi moda deyimle "ezberbozan" bir çıkış oldu.Ve yeni anayasa için "önşart" öne sürdüğü gerekçesiyle son günlerde çok eleştirilen CHP'ye nefes aldırdı.
Aynı şekilde CHP'nin Anayasa Komisyonu üyelerinden Rıza Türmen'in şu sözleri de kamuoyuna verilmiş önemli bir taahhüt niteliğinde:
"Yeni anayasa konusunda tüm taraflar 'ön koşulsuz' masaya oturmalı. Kırmızı çizgi diye bir şey olmaz."
CHP'nin bu çıkışıyla BDP'nin Meclis'te pantolon giyme önerisine eklediği ve zekice devreye soktuğu "başörtüsü" önerisini birarada düşününce, muhalefetin artık "siyasetle" AK Parti'yi sıkıştıracağı anlaşılıyor.
CHP hem bu konuda hem de barış sürecinin hızlandırılması konusunda şaşırtıcı tezler ileri sürüyor.
Devlet okullarında ana dilin öğretilmesini savunan CHP
,
--YÖK'ün, MGK'nın, Askeri Yargıtay'ın kaldırılmasını,
--Genelkurmay'ın Milli Savunma Bakanlığı'na bağlanmasını ve
--Türkiye'nin tümü için yerel yönetim reformunun yani özerkliğin gerçekleştirilmesini istiyor.
 
++++++++++++
 
Süheyl Batum'a sert tepki gösteren CHP eski Gurup Başkanvekili Hakkı Süha Okay şunları söyledi:
"CHP'nin Cumhuriyete sahip çıkma iddiası artık tartışılır bir hal aldı.
Anayasa'nın değiştirilemez ilk 3 maddesi ve başlangıç hükümleri bir bütünlük halindedir.
"Türk" tanımı sadece Anayasa'nın 66. maddesinde değil, başlangıç hükümlerinde de yer almaktadır.
Bu haliyle anlaşılan o ki, değiştirilemez maddelerde ve başlangıç hükümlerinde de bir değişiklik amaçlanmaktadır."
 
Hakkı Süha Okay
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder