16 Nisan 2012 Pazartesi

"Darbe" karşıtı AKP+CHP+MHP+BDP kutsal ittifakı

AKP'ye verilen desteğin son örneği: "Darbeleri araştırma" önergeleri.
AKP, CHP, MHP ve BDP ayrı ayrı, "Darbeleri Araştırma Komisyonu" kurulması için Meclis'e dilekçe verdiler.
Kurulması istenen komisyon 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat ve 27 Nisan'ı araştıracak.
4 partinin önergeleri 11 Nisan'da Meclis'te birleştirilerek görüşülecek.
8 Mart 2012 günü Tayyip Erdoğan Meclis'te bir "Darbeleri Araştırma Komisyonu" kurulacağını ilan etmişti.
Bunu  bir "çağrı" olarak kabul eden "muhalefet" partileri koşarak çağrıya uydular.
BDP'li Aysel Tuğluk, Hasip Kaplan ve Ahmet Türk, İnternet Andıcı Davası'na kapatılan DTP adına müdahil olmak için başvurdular.
Emine Ülker Tarhan CHP gurup toplantısında "12 Eylül Davası'na müdahil olmalıyız" dedi.
Kılıçdaroğlu bu öneriye hemen sahip çıktı.
4 Nisan 2012'de yine Emine Hanımefendi:
"Kaç yöneticimiz gözaltına alındı, onu da topluyoruz. O dönemi yaşayan yöneticilerimiz ağlayarak beni arıyorlar"
"Darbeleri Araştırma" projesine destek veren Kılıçdaroğlu, görünen o ki, 27 Mayıs'ı sadece Bülent Arınç'tan dinlemiştir.
1960'da Anayasa Komisyonu'nda görev alan Mümtaz Soysal'ın öğrencisi diyebileceğimiz Birgül Ayman Güler, gurup toplantılarında 27 Mayıs'ı hiç mi anlatmamıştır.
Emine Ülker Tarhan, Anayasa Mahkemesi'ni, yargıç güvencesini 27 Mayıs'ın getirdiğini hiç  mi hatırlamıyordur.
27 Mayıs'ın yıktığı düzenin bir diktatörlük olduğunu da mı duymamışlardır.
Kılıçdaroğlu, "27 Mayıs'ı yapanlar şimdi utanıyorlar" diyerek gerçek dışı bir beyanda bulunmuştur.
Anlaşılan, Kılıçdaroğlu ve kurmayları, AKP'ye baka baka kararmışlardır.
CHP'liler için kısa 27 Mayıs tarihi
+++++++++++++++++++++++++++
Devrim ile darbeyi birbirine karıştıran Kılıçdaroğlu CHP'si, 27 Mayıs'ı "demokrasiye karşı darbe" sanıyor.
Halbuki 27 Mayıs, bir diktatörlüğü yıkmıştı.
Demokrat Parti, 19 Nisan 1960 günü bir "Tahkikat Komisyonu" kurdu.
Bu komisyon, DP Milletvekillerinden oluşuyordu.
28 Nisan 1960'da 7468 sayılı kanun ile komisyon yasallaştırıldı.
DP'nin amacı, bu komisyon aracılığı ile CHP'yi kapatmak ve tüm muhalifleri hapsetmekti.
Bu kanun ile, Tahkikat Komisyonu'na şu yetkiler veriliyordu:
"Ceza Muhakemeleri Usul Kanunu,
Askeri Muhakeme Usul Kanunu,
Basın Kanunu,
ve diğer kanunlarda
Cumhuriyet Savcısına,
sorgu hakimine,
sulh hakimine,
ve askeri ve adli amirlere
tanınmış olan bilcümle hak ve selahiyetler"
DP Milletvekillerinden oluşan Tahkikat Komisyonu, bu kanun sayesinde, tutuklama ve yargılama yetkilerine kavuşuyordu.
Böylelikle yürütme, yasama ve yargı erkleri birleştirilmiş, kuvvetler ayrılığı ilkesi ortadan kaldırılmıştı.
DP Milletvekillerinden oluşan Tahkikat Komisyonu bir savcı gibi iddianame yazabilecek, bir mahkeme gibi tutuklama ve yargılama yapabilecek ve ceza verebilecekti.
Milletvekillerinden oluşan bu mahkeme, sivil ve askeri tüm mahkemelerin yetkilerini kullanabilecekti.
DP diktatörlüğü "kanun" yoluyla ilan edilmişti.
28-29 Nisan öğrenci gösterileri, bu diktatörlük kanununa karşı başlamıştı.
Menderes Hükümeti sıkıyönetim ilan etti.
Genelkurmay Başkanı Rüştü Erdelhun, öğrencilere ateş edilmesi için emir verdi.
Üniversite öğrencilerinin eylemlerinden etkilenen Harp Okulu öğrenciler 21 Mayıs günü yürüdüler.
26 Mayıs saat 20:30'da subaylar İstanbul Üniversitesi bahçesinde son toplantı için buluştular.
Bu toplantı nedeniyle yapılan heykel hala orada durmaktadır.
Milli Birlik Komitesi Üyesi Suphi Gürsoytrak 27 Mayıs'ın nedenini şöyle açıkladı:
"Subaylar ya kendi halkına ateş edecekti, ya da artık gayrımeşru ve kanunsuz olan iktidara karşı tavır alacaktı."
Subaylar, Genelkurmay Başkanı'nın "Öğrencilere ateş edin" emrini reddetmişlerdi.
Devrim yapmaktan başka çareleri kalmamıştı.
********
Okan İrtem'in 11 Nisan 2012 günlü "AKP'nin destekçileri: CHP, MHP, BDP" başlıklı Aydınlık köşe yazısının özetidir.
********

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder