26 Haziran 2012 Salı

Pilotlarımızı ölüme gönderenleri unutmayacağız

                       Yüzbaşı Gökhan Ertan      Teğmen Hasan Hüseyin Aksoy
                                                      Şehit pilotlarımız
Suriye Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Makdisi, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun açıklamalarına yanıt verdi.
Bu yanıtla, MOSSAD'a yakın DEBKAfile sitesinin de yanıltıcı bilgi verdiği anlaşıldı.
Uçağımız füze ile değil, uçaksavar ateşi ile vurulmuştu.
Bulunan uçak parçaları ve üzerlerindeki delikler, bunu kanıtlıyor.
Uçaksavarların menzili 500 metre. Uçak 100 metrede uçuyordu.
Dolayısıyla radarla değil, gözle tespit edildi.

******
Eski Deniz Harp Okulu Komutanı E. Tuğa. Türker Ertürk, 26 Haziran günlü Aydınlık köşe yazısında şu noktaları açıkladı:
"Hava sahası ihlali yapan uçaklar önce ikaz edilir.
Fakat Suriye 16 aydır ağır terör saldırısı altındadır, kendini yakın tehdit altında görüyor.
Kendinizi Lazkiye'deki hava savunma komutanının yerine koyun.
Batı yönünden yüksek süratle alçaktan uçan ve dost/düşman tanıma (IFF) cihazı kapalı, aktif sistemleri (radar) kapalı bir nesne yaklaşıyor.
Dakikalar içinde karar verilmesi gerekiyor.
Suriye, hava saldırısı beklentisi içinde olduğundan yüksek alarm durumunda, ve, angajman (tetiğe basma) yetkisi ast birliklere dağıtılmış durumda.
Türkiye bunları bildiği halde, Suriye hava sahasına niçin keşif uçağı gönderir?
Bir ülkenin topraklarına radara yakalanmamak için yüksek hızla alçaktan yaklaşmak, saldırı amacı taşır.
Bu şekilde yaklaşma talimatını kim verdi?"

******
Mehmet Ali Güller ise, aynı günkü köşe yazısında şunları belirtti:
"Suriye iki nedenle hava sahası ihlali konusunda zaten büyük endişe içindeydi:
1. Bir gün önce Suriyeli bir yüzbaşı eğitim amacıyla kaldırdığı bir MG21 uçağını kaçırmış ve Ürdün’e inmişti. Suriye bu olay nedeniyle hava sahasını zaten kapatmıştı.
    Bunun Türk makamlarınca bilinmemesi mümkün değil. Peki, bu bilgiye rağmen, neden göstere göstere Suriye hava sahasına girildi?
2. Türk savaş uçağının kullandığı rota, 2007 yılında İsrail tarafından Suriye’ye saldırı amaçlı kullanılmıştı.
     İsrail savaş uçakları Akdeniz üzerinden kuzeye yönelmiş, ardından Türk hava sahasını kullanarak güneye dönüp, Suriye hedeflerini vurmuştu.
    Olay, İsrail uçaklarına ait iki yakıt deposunun Hatay-Gaziantep sınırına düşmesi ve çobanlar tarafından bulunması sonucu ortaya çıkmıştı."

******
Davutoğlu, suçu pilotların üzerine atmaya çalıştı.
"İhlali haber verdik, pilot Suriye hava sahasından çıktı, Hatay'a giriş yaptı, ama sonra pilot aynı manevrayı bir daha denemek istedi" dedi.
Hem adamı ölüme gönder, hem de suçla. Vicdan yok  mu?

Davutoğlu, uçağın görevini şöyle anlattı:
"Ulusal radar sistemimizin test edilmesi uçuşudur. Herhangi bir Suriye misyonu yoktır"

Hangi radar sisteminin test edildiği bilgisine Sabah yazarı Okan Müderrisoğlu ulaştı:
"Uçak, Hatay'ın Amanoslar dağı zirvesindeki NATO üssü konumundaki Kisecik Radar İstasyonu ile bağlantılı olarak alçak ve yüksek irtifa elektronik haberleşme tatbikatı yapıyordu."

Demek ki Davutoğlu doğru söylememişti.
NATO uçak saldırısı esnasında Kisecik ile uçaklar arasındaki bağlantı test ediliyordu.
Test edilen ulusal radar sistemimiz değil, NATO radar sistemi idi. Ayrıca Suriye misyonu vardı.

Demek ki, Aydınlık'ın ilk günkü manşeti gerçekleri yansıtıyordu.
NATO, pilotlarımızı yem olarak kullanmıştı.

******
NATO emri ile pilotlarımızı ölüme gönderenleri unutmayacağız.
Bu bir cinayettir. Unutturmayacağız.
******

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder