1 Ağustos 2012 Çarşamba

Yunan subayları Türk gemisinde idi


"Askeri Casusluk ve Şantaj" Davası'nda bir Binbaşıyı ve bir Üsteğmeni "Türk savaş gemisinin seyir bilgilerini Yunanistan'a satma planı yapmak"la suçladılar.

                                                              Aydınlık, 1 Ağustos 2012
 
Bu iki sözde casus subay, TCG GÖKOVA savaş gemimizin 28 Haziran-28 Temmuz 2008 günleri arasındaki seyir bilgilerini, yani hangi yolu izleyip hangi limanlara uğrayacağı bilgilerini Yunanistan'a satmak istemişler.
Vay hainler vay.
 
Tutuklu yargılanan Dz. Ütğm. Mehmet Irak'ta bulunan bir dosyada bu gemiye ait seyir bilgileri bulundu.
Kurulan komploya göre, Mehmet Irak bu bilgileri Binbaşı Kemalettin Yakar'dan Yunanlılara satmak üzere almış.
Dosyanın içinde de şöyle bir not bulunmuş:
"Kemalettin Yakar'dan Yunanlılara verilecek gemi seyir çizelgesinin alınması (Dikkat edilecek, yabancı birileri görmeyecek)"
 
Her şeyden önce, bu, Üsteğmene yapılan bir hakarettir, onu geri zekalı yerine koymaktır.
Bu Üsteğmen öyle geri zekalı olmalı ki, yapacağı casusluğu unutmamak için not alsın, "Falancadan alıp Yunanlılara vereceğim, aman kimselere göstermeyeyim" diye yazsın.
Böyle bir şey olabilir mi? Bu notun tertipçiler tarafından konulduğu apaçık.
Casusluk yapacak olan biri, bunu oturup yazar mı? Casusluk zaten gizli yapılan bir iş. "Aman kimse görmesin" diye not alınır mı?
 
********
 
Ayrıca, iddia o kadar aptalca ki, gerçekten inanılmaz.
Üsteğmen Mehmet Irak, sözkonusu geminin muhabere (haberleşme) subayı.
Bu görevinden dolayı, geminin seyir çizelgesini bilmek zorunda, çünkü ona zorunlu olarak veriliyor.
Halbuki iddianamede "Üsteğmen Irak bu bilgileri Binbaşı Kemalettin Yakar'dan aldı" diye yazıyor.
Binbaşının bu gemi ile hiçbir ilişkisi yok.
Üsteğmen, kendisinin görevi icabı zaten bildiği bilgileri konu ile ilgisiz birisinden niye alsın?
 
********
 
Suçlanan subaylar, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'na bir dilekçe yazarak, sözkonusu geminin o günlerde hangi görevde olduğunu soruyorlar.
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'ndan gelen 18 Temmuz 2011 günlü cevap şöyle:
 
"İLGİ: 06 Haziran 2011 tarihli dilekçeniz.
.......
2. Dilekçenizin 2'nci maddesinde sormuş olduğunuz TCG GÖKOVA'nın faaliyetlerine ilişkin olarak:
a. TCG GÖKOVA, 28 Haziran - 28 Temmuz 2008 tarihleri arasında icra edilen SNMG-2 görevine, Yunanistan Deniz Kuvvetlerinden HS KOUNTOURIOTIS (F-462), İngiltere Deniz Kuvvetlerinden HMS SOMERSET (F-82), İtalya Deniz Kuvvetlerinden ITS LUIGI DURAND DE LA PENNE (D-560) ve ABD Deniz Kuvvetlerinden USS GONZALES 8DD-66) ile katılmıştır.....
......
Yunanistan Deniz Kuvvetleri'ne bağlı seyir subayı ve radar astsubayı da 21-23 Temmuz tarihleri arasında TCG GÖKOVA gemisinde bulunmuşlardır.
......."
 
Yani "Yunanlılara seyir bilgilerini satacaktınız" denilen gemimiz, söz konusu zaman aralığında, Yunan gemisi ile birlikte NATO tatbikatına katılmış.
Ayrıca, bir Yunan seyir subayı ile bir Yunan radar astsubayı da bizim gemide imiş.
 
Yunanlıların zaten bildiği bir şey onlara nasıl satılır? Ne aptalca bir tertip.

Bu çokuluslu tatbikata katılan bütün gemilerin seyir bilgileri, katılan her ülke tarafından biliniyor.
Aksi halde tatbikat yapılamaz.
 
********
 
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nın bu yazısına rağmen, Savcı Celal Kara, esas hakkındaki mütalaasında, bu iki subayımızın "Devletin güvenliğine ilişkin belgeleri temin etme" suçundan cezalandırılmasını istedi.
Çünkü, gerçeklerin hiçbir önemi yoktur. Amaç, belirlenmiş subaylara ceza vererek ordudan ayılmalarını sağlamaktır.
 
"Bu iş, Nazım Hikmet'in Harbiye ve Donanma davalarına döndü." demiştim. İşte bir kanıt daha.
 
********
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder