18 Kasım 2012 Pazar

Nazım Hikmet 60 yıl önce süreci saptamıştı

"Yeni Anayasa" yutturmacası altında "Türk Milleti" devletin bütün temel belgelerinden siliniyor.


Milletvekili yemininden "Atatürk" ve "Türk Milleti"ni çıkarmayı öneren AKP, Anayasa'dan da "Türk" ve "Türk Milleti"ni çıkarmaya hazırlanıyor.

PKK, Talabani vasıtasıyla Tayyip Bey'e öneri yapıyor: 
                "Genel af çıkar, vatandaşlık tanımını yeniden yap, 
                                            "Türk" sözcüğünü Anayasa'dan çıkar"

Irak'ın İki Numaralı Bölücübaşı Talabani, Milliyet gazetesinden Hasan Cemal'e anlatıyor:

"Geçen yıl Eylül ayında BM Genel Kurulu sırasında Tayyip Erdoğan'a dedim ki: "PKK bana geldi, silah bırakmaya hazır olduğunu söyledi. Bunun için 2 koşulu var: Biri genel af, öteki Anayasa'daki vatandaşlık tarifinin yeniden yapılması ve "Türk" sözcüğünün Anayasa'dan çıkarılması." Erdoğan bana genel affın kolay olmadığını, kamuoyunun buna hazır olmadığını söyledi. Bu arada bir noktaya değindi. Kendisinin milliyetçi değil, Müslüman olduğunu belirtti."

Tayyip Bey,"Milliyetçi değilim, Müslümanım" demekle PKK'nın talebi olan Türk sözcüğünün Anayasa'dan çıkarılmasına itirazı olmadığını belirtmiş oluyor.

Bu sadece PKK'nın değil, aslında Amerika'nın isteği. Amerikalıların Yeni Anayasa ile bu kadar ilgilenmelerinin nedeni de bu. Türk sözcüğü çıkarılınca federasyon yolu açılacak, Büyük Kürdistan projesi yolunda dev bir adım atılmış olacak.

Ve işte, şimdi de uygulama başlıyor.

(Fethullah'ın "Ulusalcı (milliyetçi) dalgayı aşma" ve Davutoğlu'nun "Ulusalcılıkla (milliyetçilikle) hesaplaşma" niyetlerinin kaynağı da böylece bir kere daha ortaya çıkmış oluyor)

Söylemeye gerek yok ki, BDP bu konuda AKP'ye tam destek  veriyor.

"Masadan kalkmayacağım" diye Yeni Anayasa oyununa figüranlık yapan CHP ve MHP de dolaylı destek veriyorlar.

Türk Milleti'ni ortadan kaldırma girişimi ABD ile ikili anlaşmalar yapılmaya başlanması ve NATO'ya girilmesi ile başladı.

Bu süreci 60 yıl önce Nazım Hikmet tespit etti:

Ülkenin ABD sömürgesi haline çevrilmesi ve NATO'ya girilmesi bir terör eylemi idi. 

Bu terör şu veya bu sınıfa karşı değil, şu veya bu siyasi görüşe karşı değil, doğrudan doğruya Türk Millleti'ne karşı yapılan bir terördü, Türk Milleti'ni imha etmek için yapılan bir terördü.

Bu terörü yapanlar mürtecilerdi (gericilerdi), bunlar Kemalizm prensiplerine düşman idiler, Kemalizm'i inkar etmişlerdi, bunlar vatan haini idiler.

Nazım Hikmet,.1954 yılında Budapeşte Radyosu'nda yayımlanan söyleşisinde işte böyle diyordu.

Ulusal Kanal ekranlarından, Nazım'ın kendi sesinden izleyelim:

http://www.youtube.com/watch?v=m4LQOQkCJ28
Aydınlık, 18 Kasım 2012

Nazım Hikmet :
Budapeşte Radyosu'ndan sesleniş, 1954 :

"Kemalizmi inkar etmişlerdir, bunlar vatan hainidir"

“Bugün yapılan terör, Türk Milleti'ne karşıdır”    
"Her şeye rağmen Türk Milleti yaşayacaktır"

Aydınlık, 29 Ekim 2011

Şu 1954 senesinde Türkiye'de kime mürteci (gerici) derler,
      kime inkilap düşmanı derler, 
kime "Kemalizm prensiplerinin can düşmanı" derler? 


"Arapça ezan okutmaya taraftardır. Bu adam mürteci midir, değil midir?"
Bu, bugünün meselesi değildir.

Bugünün meselesi:
Kim Türkiye'yi Amerikalılara satmış ve satmakta devam etmektedir?
Kim Türkiye'nin milli sanayisini mahvetmiş ve mahvetmekte devam etmektedir?
Kim Türkiye köylüsünü ve işçisini müstemleke haline getirmiş ve getirmekte devam etmektedir.
İşte bunlar mürtecidir

Kim bizim eve hırsızı sokmuşsa
    ve kim bizim evde bizi bu hırsıza hizmetçi yapmışsa,
                                                                                 mürteci olan odur.
Kemalizmin prensiplerine düşman olan odur,
                                                          vatan haini olan odur.

Bunlar Kemalizmi inkar etmişlerdir, bunlar vatan hainidir.
Bunların haricinde kalan insanlar, dini kanaatleri ne olursa olsun, vicdani kanaatleri ne olursa olsun, hangi siyasi partiye mensup olurlarsa olsunlar, vatanını seven insanlardır.
Ve bugünün şartları içinde ileri Türk insanlarıdır.


Bugün yapılan terör bu veya şu partiye karşı değildir.
Bugün yapılan terör şu veya bu kanaate karşı değildir, şu veya bu sınıfa karşı değildir.
Bugün yapılan terör, Türk milletine karşıdır.

Ve Türk milletini imha etmek için, yok etmek için yapılan terördür.

Türk milleti yok olmaz.

Binaenaleyh her şeye rağmen, Türk milleti yaşayacaktır.

Ve her şeye rağmen biz, 2. Millî Bağımsızlık Savaşı'ndan muzaffer çıkacağız.

Moskova'daki mezarı

Türkiye'deki insanlar vicdani kanaatleri ne olursa olsun
                               hangi partiye mensup bulunurlarsa bulunsunlar,
--Türkiye'nin milli bağımsızlığından yanaysalar,
--Türkiye'den Amerikan hâkimiyetinin defolup, Türkiye sanayisinin gelişmesinden yanaysalar,
--Türkiye'nin tarihinin eski şerefiyle devam etmesinden yanaysalar
--yani bir Türk haysiyetini ve şerefini taşıyorlarsa,
en ileri insanlardır, hangi kanaate mensup olurlarsa olsunlar.


Budapeşte Radyosu'ndan yayınlanan söyleşinin tam metni:

Nazım Hikmet:
Şu 1954 senesinde Türkiye'de kime mürteci derler, kime inkilap düşmanı derler, kime -şu bizim Türkiye'deki tabiriyle- Kemalizm prensiplerinin can düşmanı derler? Bunları anlamak lazım. Şimdi, benim kanaatime göre, Türkiye'deki bugün en büyük mesele yurt meselesidir. Evimizin meselesidir. Evimizin bağımsızlığı meselesidir... Bir defa, her şeyden evvel bizim kendi evimizde, o evin sahibi gibi yaşamamızdır. Kim bizim eve hırsızı sokmuşsa ve kim bizim evde bizi bu hırsıza hizmetçi yapmışsa, mürteci olan odur. Kemalizmin prensiplerine düşman olan odur, vatan haini olan odur. Yani demek istiyorum ki, Arapça ezan okutmaya taraftardır. Bu adam mürteci midir, değil midir? Bu, bugünün meselesi değildir.
Bugünün meselesi: Kim Türkiye'yi Amerikalılara satmış ve satmakta devam etmektedir? Kim Türkiye'nin milli sanayisini mahvetmiş ve mahvetmekte devam etmektedir? Kim Türkiye köylüsünü ve işçisini müstemleke haline getirmiş ve getirmekte devam etmektedir. İşte bunlar mürtecidir.
Bunlar Kemalizmi inkar etmişlerdir, bunlar vatan hainidir.
Bunların haricinde kalan insanlar, dini kanaatleri ne olursa olsun, vicdani kanaatleri ne olursa olsun, hangi siyasi partiye mensup olurlarsa olsunlar, vatanını seven insanlardır. Ve bugünün şartlan içinde ileri Türk insanlarıdır.
Bu bakımdan yine tekrar ediyorum. Türkiye'deki insanlar vicdani kanaatleri ne olursa olsun hangi partiye mensup bulunurlarsa bulunsunlar, Türkiye'nin milli bağımsızlığından yanaysalar, yani daha açık konuşalım, eğer Türkiye'den Amerikan hâkimiyetinin defolup, Türkiye sanayisinin gelişmesinden yanaysalar, Türkiye'de hayatın ucuzlamasından yanaysalar, Türkiye'nin tarihinin eski şerefiyle devam etmesinden yanaysalar yani bir Türk haysiyetini ve şerefini taşıyorlarsa, en ileri insanlardır, hangi kanaate mensup olurlarsa olsunlar.
Spiker :
Peki, bu Türk idarecilerinin, Türkiye'de yarattıkları bu terör havası milli bağımsızlık ve barış savaşını durdurmuş mudur?
Nazım Hikmet:
Halkları mahvetmek kabil değildir. Teşekkül eden bir millet, yaşayan bir millet, ölmez. Türk milleti denilen bir millet Türkiye halkı denilen bir halk.
Bu halkın yok olması imkânsızdır. Ha! Ne demek istiyorum? Yani bugün yapılan terör bu veya şu partiye karşı değildir. Bugün yapılan terör şu veya bu kanaate karşı değildir, şu veya bu sınıfa karşı değildir.
Bugün yapılan terör, Türk milletine karşıdır.
Ve Türk milletini imha etmek için, yok etmek için yapılan terördür.
Türk milleti yok olmaz.
Binaenaleyh her şeye rağmen, Türk milleti yaşayacaktır.
Ve her şeye rağmen biz, 2. Millî Bağımsızlık Savaşı'ndan muzaffer çıkacağız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder