31 Aralık 2012 Pazartesi

Mahkeme Heyeti cinayete tam teşebbüs halindedir

Suç duyurusunda bulunuyorum.
Cumhuriyet Savcılarını göreve davet ediyorum.
Mahkeme Heyeti, E. Org. Ergin Saygun'un ölmesi için elinden geleni yapmaktadır.
 
Bu, Ergenekon ve Balyoz Mahkeme heyetlerinin ilk suçları değildir.
Bundan önce de yirmiye yakın yurtseverin ölümüne neden olmuşlardır.
Cinayete tam teşebbüs ve taammüden ölüme sebebiyet suçlarından müebbetle yargılanmaları için suç duyurusu yapıyor, Cumhuriyet Savcılarını göreve çağırıyorum.

Ergin Saygun ve kızı Ece Saygun

Balyoz esiri Org. Ergin Saygun yaklaşık 5 aydır Mehmet Akif Ersoy Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde tedavi görüyor.
Hastane, geçen hafta, Saygun'un hastane koşullarında tedavi edilemeyeceğine dair rapor verdi.
 
Saygun'un cezaevi koşullarında kalmasının son derece tehlikeli olduğu daha önce de iki kez raporlarla belirtildi.
Her rapordan sonra Org. Saygun Adli Tıp'a gönderildi. Adli Tıp'taki yandaşlar ne dediği anlaşılmayan raporlar verdi.
Buna dayanan Mahkeme Heyeti, iki defa tahliyeyi reddetti.
 
Adli Tıp'tan yine ne dediği belli olmayan bir rapor alarak tahliyeyi önlemek amacıyla, mahkeme, Saygun'u üçüncü defa Adli Tıp'a sevk etti.
 
********
 
Durum öylesine kör parmağım gözüne ki, AKP'nin bir numaralı yalakası Mehmet Ali Birand bile Mahkemenin cinayet işlemekte olduğunu yazdı.
Demek ki içinde hala bir vicdan kırıntısı kalmış. Diğer yalakalarda o kırıntı bile yok.
İşte Birand'ın Mahkemeyi ve Adli Tıp'ı cinayete teşebbüsle suçlayan yazısı:
 
"Org. Ergin Saygun’ın sağlık durumunu bu köşede defalarca yazdım. Cinayet işlenmekte olduğuna dikkat çektim. 
Meğer korku dağları bekliyormuş.
 Adli Tıp bir türlü “Ergin Saygun cezaevinde tedavi edilemez, bundan dolayı şu hastaneye çıkarılmalıdır” diyemiyor.
Saygun’ın kalbi yüzde 30 oranında çalışıyor- Akciğeri yüzde 40 oranında çalışabiliyor. 18 ayrı hastalığı var ve 25 ayrı ilaç alıyor. Her an gözetim altında tutulması gerekiyor.
Adli Tıp ilk raporunda “Cezaevinde bakılabilirse, orada kalabilir…” dedi.
Cezaevi “Ben bakamıyorum…” diye rapor verdi.
 
Durumu kötüleşince, Akif Ersoy hastanesine kaldırıldı.1 aylık tedavi sonunda, “Revirde tedavi göremez, kliniğe kaldırılmalı” raporu verildi.
Özel Yetkili 10.Ağır Ceza Mahkemesi bunun üzerine yine Adli Tıp’a sordu: "Hastaneye mi çıkaralım, yoksa cezaevinde kalabilir mi ?"
Yaklaşık 30 gün sonra, sanki hiçbir şey olmamış gibi, ilk raporun aynı yollandı: “Cezaevinde tedavi edilebilirse kalabilir, yoksa hastaneye kaldırılsın…”
Bravo doğrusu…Beyler neden korkuyorsunuz ?
Mahkemeye açıkça görüş verememenizin nedeni nedir ?
Şimdi top dönüp dolaşıp yine yargıçların ayağına atıldı.Mahkemenin kararıyla  bir insanın hayatı sona erecek ya da  yaşamasına izin verilecek."
 
********
 
Org. Saygun'un kızı Ece Saygun, bu duruma isyan ediyor:
 
"Bayılma ve düşme nöbetleri geçiren babamın yanında, mahkum koğuşunda annem 5 aydır refakatçi olarak kalıyor. Kronik astım hastası olan annemin her geçen gün sağlığı bozuluyor, doktorları o mahkum koğuşunda kalmasının sakıncalı olduğunu söylüyorlar ama annem babamı yalnız bırakmak istemiyor. Hastanenin 5 aylık tedavi süreci sonunda verdiği raporu görmek, duymak istemiyorlar. 10. Ağır Ceza mahkemesi, son derece açık ve net olan bu rapor doğrultusunda tutuksuz yargılama kararı vermesi gerekirken, babamı 3. kez Adli Tıp'a sevk etti. Aynı döngüye, kurumlar arası paslaşılmaya, oradan oraya taşınmaya devam ediyoruz. Bu döngüyü artık akıl, mantık ve vicdan kabul etmiyor.""
 
Kuddusi Okkır'dan başlayan infaz süreci bugüne kadar yirmiye yakın can aldı.
Ergenekon ve Balyoz Mahkeme Heyetlerinin elleri yurtseverlerin kanına bulaşmıştır.
 
Cinayete tam teşebbüs ve taammüden ölüme sebebiyet suçlarından müebbetle yargılanmaları için suç duyurusu yapıyor, Cumhuriyet Savcılarını göreve çağırıyorum.
 
 
 
arşiv:
 
Org. Saygun: "Beni öldüremeyeceksiniz"
********
E. Org. Saygun sinsice öldürülmek isteniyor

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder