16 Aralık 2012 Pazar

Sanatçılar barikata yüklenenlerin en önündeydi


"Biz sanatçıyız, barikata halk yüklensin, biz arkadan destek olalım" demediler.
Çünkü onlar gerçek sanatçılardı. En ön safta barikata yaslandılar.
Barikat yıkıldı. Tarık Akan ve Mehmet Aksoy ak saçları ile yıkılan barikatın üzerine devrildiler.
Günlerden 13 Aralık 2012. Yer: Silivri Esir Kampı önü.

Tarık Akan, Mehmet Aksoy
Tarık Akan:
"Biraz biber gazı kokladık ama halkı orada gördüğüm zaman çok mutlu oldum.
Benim tanıdığım sanatçı hep önde olur."
Mehmet Aksoy:
"Bu, insan olma meselesi.
Özgürlük için vücudumuzu ortaya koyarız."

Bülent Kayabaş, Rutkay Aziz


Rutkay Aziz:
"Mustafa Kemal'e ne kadar düşmanlık yapılırsa o kadar büyüyor Mustafa Kemal."

Aydınlık, 16 Aralık 2012

Levent Kırca:
"Evden çıkarken gözüm yangın söndürücü tüpüne takıldı. Şunu da alayım dedim kendi kendime. Onlar bana gaz sıkarsa ben de onlara püskürtürüm."
"Tarık Akan, Mehmet Aksoy, Rutkay Aziz, Suzan Aksoy, başka sanatçı dostlar, coşturduk halkı.
Gördüm ki, o bentleri barikatları yıkan halk, gerekirse hapishane duvarlarını da yıkar ve yurtseverleri alır gider."
"O gün Silivri'ye akın vardı. Belli ki, güneşin zaptı da yakın...
Halkın, bıçak kemiğine dayanmış, tepesi atmış bir kere. hakimler, savcılar ne yapacaklarını şaşırmışlar korkudan. "Bize de anlayş gösterin" diye feryat ediyorlar."
"O sırada barikatlar jandarmanın, polisin üzerine devrildi. Onlar da gaz sıkarak cevap verdi. Dikkat ediyorum, gazı yiyenler hiçbir rahatsızlık belirtisi göstermiyor. Anlaşılan bağışıklık sistemleri gelişmiş.
Bir anda kendimi karga tulumba TGB Başkanı İlker kardeşimin yanında buldum. Nöbet kulübesinin sacdan çatısındayız. Çatı piramit biçiminde, ıslandığı için de kayıyor. Söz sırası bende, ayaklarım kaydıkça step yapıyorum, halk da tempo tutuyor. Can havliyle "Düşmeyelim" diye bağırdım. Halk hep bir ağızdan "Biz düşmeyiz, onlar düşsün" dedi."
"Başkaldırmış avukatlar, "Söz istiyoruz" diye. Hakimler söz vermiyor. Avukatlar bağırıyor, milletvekilleri sıra kapaklarına vuruyor. Hak,mler attırmak istiyor avukatları ama ne mümkün. Robokoplar içeri, girmişler, ellerinde biber gazı, sıkacaklar avukatlara. Avukatların umurunda değil. Onlar benim gözümde birer kahraman."

Barikat böyle yıkıldı

Bastil'in zaptı gibiydi.
Yandaş gaz tenekeleri "Kudurdular, jandarmaya yumruk attılar, sopa ile vurdular" yalanlarını manşetlerine taşıdılar.
Oysa, yıkılan jandarmayı el verip ayağa kaldıran bizlerdik. Barikat basınçla yıkıldı. Zor kullanılmadı.


ZAMAN gaz tenekesi "Duruşmayı basmaya kalktılar" diye feryat ediyor korkudan.
Barikat yıkılmıştı, duruşma salonuna hep birlikte girmemizin önünde bir engel kalmamıştı.
Yüzbin kişiyi 60-70 jandarma mı durduracaktı? Ki onların çoğu da yerlerde, yıkılan barikatların altındaydı.
İsteseydik ne hakim kalırdı ne savcı. Ama şimdilik girmedik.


Ama duruşma salonunda sloganlarımız yankılanıyordu. Bekleme salonunda her zaman yalaka TV kanalını gösteren ekranlar, o gün Ulusal Kanal'ı gösteriyordu. Duruşma salonundaki izleyiciler, ara sıra dışarıda neler olup bittiğini canlı yayın yapan Ulusal Kanal'dan izlemek için salona girip çıkıyorlardı.
Hakimlerin otoritesi sıfıra indi.
Slogan attıkları için salondan çıkarılan izleyiciler bir müddet sonra  "Hükümet istifa" diye bağırarak salona doğru ilerlediler. Onların basıncına görevliler karşı koyamadı. Bir barikat daha yıkılmış oldu. Hakimin dışarı attığı izleyiciler slogan atarak salona geri döndüler.
Söz istemekte ısrar eden avukatı dışarı atmak için robokopları çağıran hakimler baltayı taşa vurdular. Tüm avukatlar etten duvar örerek arkadaşlarını vermediler.
Öğle yemeği arasından sonra avukatların salona girmesine izin verilmedi. Avukatlar görevlileri önlerine katıp sürüyerek salona girdiler.
Hakimler  robokopları çağırdı. Avukatlar sıra kapaklarına vurmaya başladılar. Herkes bağırmaya başladı. Robokoplar ellerindeki biber gazlarını sıkamadılar.
Bu, hakimlerin bittiği andı.

Mahkeme önü 13 Aralık

 Solda caminin önünde tarlaların içinde Direniş Çadırı



Gişeler yönünde ve Kınalı yönünde otoyol kenarına park eden otobüsler karşılıklı 5 kilometre kadar uzuyordu.
Özel arabalar ise otoyolu dik kesen yolda Silivri yönüne doğru uzayıp gidiyordu.

********

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder