21 Mayıs 2013 Salı

Tayyip - Obama buluşması: PKK malı götürdü


Süreci en iyi Mehmet Ali Güller özetledi: "Obama-Erdoğan zirvesini Öcalan kazandı" (19 Mayıs Aydınlık)
 
Muhteremler buluştu, kazançlı çıkan PKK oldu.
PKK'nın notu "terörist" derecesinden "şiddet uygulayan örgüt" derecesine yükseltildi.
Obama, görüşmeden sonra yapılan basın toplantısında "Kürt sorununu çözüm süreci"ne desteğini ifade ederken "PKK violence" (Yani: "PKK şiddeti") dedi.
Bu bir dil sürçmesi değildi. Beyaz Saray tarafından tamamı yayımlanan basın toplantısı metninde de "PKK violence" yazıyordu.
Basın toplantısını canlı veren Türk (!) kanalları ve ertesi gün çıkan gaz tenekeleri bunu "PKK terörü" olarak Türkçeleştirdiler. Yani ABD'nin resmi tavır değişikliğini akıllarınca gizlediler. Ama tüm dünya bunu not etti.
Aynı anda kredi derecelendirme kuruluşları, Türkiye'nin notunu yükseltti. Ne kadar PKK, o kadar kredi.
 
PKK'nın "Batı bizi terör listesinden çıkarsın" diye açıklamalar yaptığı bir süreçte Obama'nın "terör" yerine "şiddet" kelimesini kullanması, örgüte meşruiyet kazandırmıştır.
Gerçi, ABD ve AB emperyalistleri Türkiye'nin gözünü boyamak için  PKK'yı terör listesine aldıkları zaman da aslında destekliyorlardı ama, terör listesinde olması PKK'nın meşru zeminlerde hareketini önlüyordu.
AB'nin PKK'yı "aktivist" derecesine yükseltmesinden sonra ABD'nin yaptığı bu derece yükseltmesi, AKP'nin "açılım" siyasetinin içyüzünü bir kere daha gösteriyordu.

Tayyip Bey'in "kimyasal" deyip "Cenevre" aldığı toplantı.
 


 ********
 
Başta İsrail olmak üzere ABD ve AB, El Kaide ve El Nusra'nın Suriye'deki varlığından rahatsızdır.
El Kaide, genellikle ABD müdahalesi için yem olarak kullanılıyor. ABD önce El Kaide'yi müdahale etmek istediği ülkenin üzerine sürüyor, sonra da El Kaide ile mücadele etme bahanesiyle hedef ülkeye burnunu sokuyor. Pakistan, Yemen buna örnek.
Libya'da El Kaide Kaddafi'ye karşı emperyalizmin safında çarpıştı. Ama orada ekmek yiyemedi.
Şimdi, AKP himayesi altında, Suriye'de ekmek yemek istiyor. İktidardan pay talep ediyor.  Testere ile kafa kesip ciğer söken, kalp yiyen yobazlar İsrail'i endişelendirdi. Frankenştayn rolüne soyunan ABD'nin yarattığı canavar, dişlerini gösteriyor. Piyon rolü ile yetinmeyeceğini belli ediyor.
 
Tayyip Bey'in "Muhalefete öldürücü silah verin" önerisi bu yüzden Obama tarafından kabul edilmedi. PKK'nın  notu bu yüzden yükseltildi.
Mehmet Ali Güller, ABD emperyalizminin planını tespit ediyor: Suriye'de silahlı muhalefetin bel kemiğini PKK oluşturacak.
Türkiye'den silahlı çekilmenin bir yönü de bu. Çekilenler Kuzey Suriye'deki PKK ve PYD güçlerini takviye için kullanılacak.
 
********
 
Ancak bu demek değil ki PKK ön saflarda çarpışacak. Esas çarpışma ÖSO ile Esad arasında olacak. Her iki taraf ta mümkün olduğu kadar uzun süre çarpışma halinde tutulacak ve zayıflatılacak. Bu arada PKK, Suriye'deki konumunu sağlamlaştıracak.
 
1991 Birinci Körfez Savaşı'ndan sonra ABD Saddam'ı niçin devirmedi de 2003'e kadar bekledi? Çünkü bu zaman zarfında Barzani kuzeyde iktidarını kurup sağlamlaştıracaktı. Saddam'dan sonra kurulacak olan Irak hükümetleri ise, Barzani ile çarpışacak kadar kuvvetli bir ordu kuramayacaklardı. İşte bu planın aynısı şimdi Suriye için uygulanıyor. O zaman Saddam ordusunun Barzani bölgesine geçmesini İncirlik'te konuşlanmış olan Amerikan Çekiç Güç önlüyordu. Bugün ise, Esad kuvvetlerinin Kuzey Suriye'deki PKK bölgesine geçmesini Türk Ordusu önlüyor. (Bakınız: Bu yumruk Amerika adına kalktı  http://aliserdarbolat.blogspot.com/2012/10/bu-yumruk-amerika-adna-kalkt.html 11 Ekim 2012). Bu sayede, Esad ile ÖSO ve El Kaide birbirini yerken Kuzey Suriye'de PKK yerel yönetim kurup adım adım sağlamlaştıracak. Barzanistana benzer bir PKK devletçiği kuracak. Sürecin sonunda, yıpranmış Esad ve ÖSO-Kaide-Nusra kuvvetleri karşılarında yıpranmamış bir PKK gücü bulacaklar.
 
********
 
Tayyip Bey Obama'dan şunları talep etti:
-- Uçuşa yasak bölge kuralım
-- Güvenli bölge kuralım
-- Muhaliflere öldürücü silahlar verelim
-- NATO muhaliflere güçlü destek versin
 
Obama bu taleplerin hepsini reddetti.
Ayrıca, ABD'nin Suriye'ye askeri müdahale yapmayacağını söyledi.
Ve ekledi: "Suriye sorununu çözmek için elimde sihirli bir formül yok"
 
Ziyaretten iki gün önce, Tayyip Bey, Cenevre süreci için "İpe un sermek" deyimini kullanmıştı. Obama'yı Esad'la aynı masaya oturmaktan vazgeçirmek için gayret gösterdi:
Tayyip Bey: Cenevre süreci Esad'a zaman kazandırır.
Obama: Rusya ile Cenevre temelinde toplantı yapmak üzere anlaştık.
 
Bunun üzerine Tayyip Bey son kozunu oynadı. Obama, kimyasal silah kullanılmasını "kırmızı çizgi" ilan etmişti. Tayyip Bey, MİT'e sözde bir araştırma yaptırmıştı. Suriye'de kimyasal silah kullanıldığı iddia edilen bölgeden getirilen nümunelerde kimyasal madde izine rastlanmıştı. Bu konuda hazırlamış olduğu kırmızı renkli kalın dosyayı yavaşça masanın üzerine koydu.
Tayyip Bey: Ama Esad kimyasal silah kullandı. Deliller var. Siz kimyasal silahın kırmızı çizginiz olduğunu söylemiştiniz. İşte dosya.
Obama: Bizim incelemelerimiz sürüyor. Kesin kanıt bulamadık.
 
Bir kere daha, bir kere daha reddedilmişti. Amerika'dan daha Amerikacı, İsrail'den daha İsrailci olmanın faturası işte bu olmuştu.
 
********
 
Bundan sonra talepte bulunma sırası Obama'ya gelmişti.
"Silahların El Kaide'nin, El Nusra'nın eline geçmesini önleyin" dedi Obama Tayyip Bey'e.
İşte, zurnanın zırt dediği yer burasıydı. Türkiye'nin güney illeri, ilçeleri, köyleri El Kaide ve El Nusra teröristlerinin bir nevi denetimi altındaydı. ÖSO bile bunlarla başa çıkamıyor. PKK ile anlaşma imzaladılar. Tayyip Bey'in bunlara karşı en ufak tavır alması, silahların Türkiye'ye dönmesine neden olur.
Tayyip Bey zor durumda...
 
Çünkü Tayyip Bey, hedefin Esad olduğuna iman etmiş ve o hedefe kilitlenmiş. Muhalefetin hedefi de Esad.
Ama emperyalizmin esas hedefi Esad değil, Barzanistan'ı Suriye'nin kuzeyinden Akdeniz'e bağlamak... Suriye parçalanıp Kürdistan denize açılınca Esad gitse de olur, kalsa da.
Davutoğlu'nun stratejik derinliğinin yanılsama olduğu ortaya çıktı. Derin sandığı sığ sularda AKP gemisi karaya oturdu.

********
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder