23 Haziran 2013 Pazar

Emperyalistler Tayyip Bey'e niçin kızgın

ABD ve AB yöneticileri ve basını Gezi Parkı olayları yüzünden Tayyip Bey'e fena halde bozuk çalıyorlar. Çünkü Tayyip Bey, inadı yüzünden bir isyana neden oldu ve Büyük Ortadoğu Projesi'nin (BOP) çanına ot tıkadı. Emperyalistler bu yüzden saçlarını başlarını yolma noktasına geldiler. Durumu anlamak için olayı en başından ele almamız gerekiyor.

********

BOP "Siyasal bir söylem", "Hayali bir plan" değil, ABD Senatosu tarafından kabul edilmiş bir YASAdır.

Rice, daha tasarı kabul edilmeden 8 ay önce, 7 Ağustos 2003'de yazdığı bir makalede, "BOP kapsamında Fas'tan Orta Asya'ya kadar 24 Müslüman ülkenin rejimlerinin ve sınırlarının değişeceğini" açıklamıştı.

Genel olarak Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) veya Genişletilmiş Kuzey Afrika ve Ortadoğu Projesi (GOKAP) diye bilinen bu yasanın gerçek adı "Greater Middle East and Central Asia Development Act of 2004"  olup, tasarı 8 Nisan 2004 tarihinde ABD Senatosu tarafından yasalaştırıldı.

Onbir maddeden oluşan yasanın içeriği, içinde Türkiye’nin de bulunduğu Kuzey Afrika’dan başlayıp, Orta Asya’ya uzanan bir coğrafyadaki; Cezayir, Bahreyn, Komor, Cibuti, Mısır, Irak, Ürdün, Kuveyt, Lübnan, Libya, Moritanya, Fas, Umman, Filistin, Katar, Suudi Arabistan, Somali, Sudan, Suriye, Tunus, Birleşik Arap Emirlikleri, Yemen, Afganistan, İran, Kazakistan, Kırgızistan, Pakistan, Tacikistan, Türkiye, Türkmenistan ve Özbekistan’dan oluşan ülkelerde, ABD’nin kendine vehmettiği sözde insanî görevler çerçevesinde, özetle demokrasinin yerleştirilmesini kapsamaktadır.

ABD Senatosunda kabul edilen bu Yasa'nın uygulanmasına harcanmak üzere, Ortadoğu bölgesi için 2005 yılı bütçesine 1 milyar dolar ödenek konulmuştu.

Kanunun yayımını takibeden günlerde, ABD Ulusal Güvenlik Başdanışmanı görevinde bulunan Condoleezza Rice, bu projenin amacının, “yasada sayılan ülkelenin  rejimlerini ve sınırlarını değiştirmek” olduğunu açıklamış, daha sonra da, 2006 yılında ABD Dışişleri Bakanı olarak ziyaret ettiği Telaviv’de, İsrail’in Lübnan’a saldırıları sürerken, “Ortadoğu’da yeni sınırların çizilme zamanının geldiğini” beyan etmiştir. 


********


15 Eylül 2006...O gün, Roma'da yapılan NATO toplantısında Amerikalı subaylar duvara bir harita yansıttılar. "Eğer sınırlar böyle olsaydı, Ortadoğu'da barış daha iyi sağlanırdı" dediler. Türk subayları bunun üzerine protesto ederek toplantıyı terk ettiler.

Amerikan subayları, bir yıl sonra 2007'de Atina'da yapılan NATO toplantısında aynı haritayı bir daha duvara yansıttılar. Askeri ataşemiz protesto ederek toplantıdan ayrıldı.
İşte o harita, yanı Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) haritası:


Emekli subay Ralf Peters'in çizdiği harita, NATO toplantılarında gösterilmeden çok önce,  Amerikan Ordu Dergisi'nde yayımlanmıştı.

İşçi Partisi, Aydınlık Dergisi, Ulusal Kanal haritayı açıkladı. Yurt sathında bu haritayı protesto için imza masaları açıldı.
Cumhuriyet Gazetesi haritayı renkli olarak ana sayfa göbekten yayımladı:


Amerikalıların NATO toplantılarında bu haritayı göstermelerinin amacı, haritayı gözümüzün içine sokmak ve doğrulamaktı. Çünkü, yapılan onca yayına rağmen, muhalefet partilerinden hiç bir tepki gelmiyordu. Hatta TKP bile, "Bu dergi ABD Ordusu'nun resmi dergisi değil, özel bir şirket tarafından yayımlanan bir dergi" diyerek rezaleti önemsizleştirmeye çalışıyordu. Amerikalılar "Bu Türkler anlamadı galiba, NATO toplantısında açıklayalım ki, işin ciddiyetini anlasınlar" diye düşünmüş olmalılar. (!)

The Atlantic Month dergisinin Ocak-Şubat 2008 sayısında Ralf Peters şöyle yazıyor:
"Bir defa meslektaşlarımla Irak'ın yeni haritasını çizdim. Orada Türkiye'nin Güney-Doğu eyaletleri gelecekte yaratılacak Kürdistan arazileri olarak gösterilmişti. Türkler o önemsiz çizgilere haddinden fazla sinirlendiler. Lakin unutmamalıyız ki, Wilson Beyannamesi'nin 12. Maddesi'nde Kürtlere bağımsızlık vaat edilmişti"

********

Bu projenin, yani Büyük Ortadoğu Projesi'nin uygulanabilmesi için anahtar ülke olarak Türkiye seçilmişti. BOP'un ana hedefi olan Büyük Kürdistan'ın en büyük ve en kalabalık parçası Türkiye'de idi ve güçlü Türk Ordusu yüzünden bu parçayı Türkiye'den koparmak hemen hemen olanaksızdı. Türk Ordusu'na savaş açmak ise akıl karı değildi. Afganistan savaşı nasıl Sovyetler'i çökertti ise, Türkiye savaşı da ABD'yi öyle çökertebilirdi. Tek çare, Türkiye siyasetçileri içinde BOP'un uygulanmasını kabul edecek olan kişileri bulmak, bunları Türkiye'nin başına geçirmek, onlar vasıtası ile Türk Ordusu'nu etkisiz hale getirerek Türkiye'yi barışçı yoldan bölmekti.

BOP'un referansı "Ilımlı İslam" yani Amerikan emperyalizmine karşı çıkmayan "İslam"(!) idi. Yani "Radikal", "Terörist" olmayan İslam... Ilımlı İslam ve BOP için çalışma aslında 1990'lı yıllarda başlamıştı. ABD, Tayyip ve Gül Beylerin bu iş için uygun olduğunu tespit etmişti.

CIA'nın yan kuruluşu Rand Corporation'un yayın organlarında ve ABD strateji merkezlerinin hazırladıkları raporlarda mealen şöyle deniyordu:

"ABD artık ANAP ve DYP gibi partilerle Türkiye'yi kontrol edemez, Fazilet Partisi'nin başına yenilikçi kanadın geçmesi, Tayyip Erdoğan'ın Başbakan, Abdullah Gül'ün de Dışişleri Bakanı olması  halinde ABD Türkiye'yi kontrol altında tutmaya devam edebilir."

Aydınlık Dergisi 20 Ekim 1996 tarihli sayısında kapaktan haberi verdi:
"Merak edilen gizli mesajı açıklıyoruz:
Abramowitz, Tayyip'i Erbakan'ın yerine hazırlıyor"

Yani, AKP'nin iktidara geldiği 3 Kasım 2002 seçimlerinden 6 yıl önce, Aydınlık Dergisi ve İşçi Partisi, Amerika'nın bu seçimi yaptığını halkımıza duyurdu.


Tayyip Erdoğan, Başbakan olduktan sonra, Büyük Ortadoğu Projesi BOP'un Eşbaşkanı olduğunu defalarca ilan etti. Amerikan planı çerçevesinde Diyarbakır'ın bir merkez, bir yıldız olacağını açıkladı.

9 dakikalık video kaydı için tıklayınız:  http://www.metinozkanvadisi.com/video/doguperincekaciklamasi.html  

Amerika ve Avrupa, İslam ülkelerine Türkiye'yi örnek gösterecekti: "Siz de Türkiye gibi Ilımlı İslam'ı seçin, o zaman demokrasiye ve refaha kavuşacaksınız"

Arap Baharı eylemlerinde de hep AKP parlatılıyordu. Arap ülkelerinde adı "Adalet ve Kalkınma"; amblemi gaz lambası, kandil vesaire gibi ampul benzeri ışık yayan cisimler olan partiler kuruluyordu. Ilımlı İslam'ı inatla seçmeyen ülkeler, Afganistan, Irak, Libya gibi zorla bu yola sokulacaklardı. O halde iyisi mi güzellikle kabul etmeli idiler.

Ancak, güzel günlerin sonu geldi. Tayyip Bey'in "Topçu Kışlası" inadı, hiç beklenmedik şekilde, isyana dönüştü. Çünkü, halkın haklı taleplerine kulaklarını tıkayan Tayyip Bey, barışçıl eylemi gaddarlıkla bastırmaya yöneldi. Bunun üzerine halkta 11 yıldır biriken tepki aniden patladı ve tüm yurda yayıldı. Polisin hedef gözeterek kafalara fişek atması, cop ve demir çubuklarla dövmesi nedeniyle 4 ölü, 11 göz kaybı, hayati tehlikesi devam eden 8 beyin travması, binlerce yaralı, doktor ve hemşirelerin kelepçelenmesi, hastane ve otellerin kapalı mekanlarına içeride çocuklar da olduğu bilinerek gaz bombaları atılması, silahlı sivil AKP üyelerinin polisle beraber saldırılara katılması, Ilımli İslam yönetiminin demokrasi değil, faşizm özentisi olduğunu tüm dünyaya göstermiş oldu.

BOP'un belkemiği kırıldı. Gül Bey bu durumu "10 yılda kazandığını üç günde kaybedersin" diye veciz bir şekilde açıkladı. Halbuki İstanbul Valisi'ni Tayyip Bey'den önce telefonla şahsen arayarak "Dağıtın" emri veren kendisi idi. Şimdi suçu Tayyip Bey'e atarak "demokrasi havarisi" rolü oynamaktadır. Sözde plana göre, Tayyip Bey saf dışı edilerek, Ilımlı İslam yönetimi Gül Bey tarafından devam ettirilecektir. Kılıçdaroğlu Gül'ü "Sağduyunun sesi", Devlet Bey de "Zamanında ve yerinde konuşan adam" olarak parlatmak suretiyle plana destek çıkmaktadırlar. Ancak boşunadır. Halkın "Tayyip istifa" talebi, Gül'ü de kapsamaktadır.

ABD ve AB emperyalistleri, şimdi, Tayyip Bey'i dizginlemeye, olmazsa üzerini çizmeye odaklanmışlardır. Ancak Tayyip Bey kontrolden çıkmıştır. Sonuna kadar direnmekten başka çaresi kalmamıştır. Direnişin arkasında CIA olduğundan bahsetmesi, AB'yi tanımadığını söylemesi bunu göstermektedir.

Ancak, ne kadar kontrolden çıkarsa çıksın, yapamayacağı bir şey var. Obama'yı telefonla arayıp: "Van minıt Obama Bey, kavlimiz böyle miydi? Niçin CIA vasıtasıyla altımı oyuyorsun? Siz devlet başkanlarını düşürüp idam etmeyi, linç etmeyi çok iyi bilirsiniz" dememekte, diyememektedir. Çünkü kendisi de bu cinayetlerin suç ortağıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder