7 Temmuz 2013 Pazar

Başbağlar: Sosyalistler zorlu sınavı geçebilecek mi

 
PKK'nın kuyruğuna takılarak, nesnel olarak ABD'nin Büyük Ortadoğu (Büyük Kürdistan) Projesi'ne destek veren bir duruma düşen sosyalistlerden söz ediyoruz.
 
20 yıl önce yobazlar tarafından Madımak'ta yakıldık. 3 gün sonra, 5 Temmuz 1993 günü Kemaliye Başbağlar Köyü'nde PKK 33 köylümüzü kurşuna dizdi, evleri yaktı ve köy meydanına "Sivas'ın intikamı alınmıştır" yazılı bildiriler bıraktı.
Her iki katliam da, NATO'nun gizli örgütü olan SüperNATO (Gladyo) tarafından planlanmıştı.
Katliamdan sonra "PKK, Doğu Perinçek'in talimatı ile bu işi yaptı" yalanları ile kandırılmış olan köylüler, geçen zaman içinde gerçekleri öğrendiler.
Başbağlar Kalkındırma Derneği Başkanı Mehmet Aydın, İstanbul Fatih'te yapılan anma toplantısında, Sivas ve Başbağlar katliamlarının aynı şer odaklarınca yapıldığını söyledi.
 

Sivas'ta yakılanlar içinde ne bir PKK üyesi, ne de bölücü örgüte destek veren birisi vardı. PKK bu durumda neyin intikamını alıyordu? PKK bildirisi, olayın bir tertip olduğunu gösteriyordu. Amaç, Alevi-Sünni ve Kürt-Türk karşıtlığını körüklemek, bonus olarak da sosyalistleri karalamaktı.

                                                   Başbağlar 5 Temmuz 1993
 
Doğu Perinçek, 5 Temmuz 2013 günlü Aydınlık köşe yazısında şöyle diyor:
"Bugün açın "solcuyum" diyen gazeteleri, Başbağlar köylüsünden tek satır göremeyeceksiniz"
 
Sadece bu sene değil, 20 yıldır tek satır yazmamışlardır.
 
Perinçek devamla şöyle yazıyor:
"O gazeteleri çıkaranlar "sınıf mücadelesi veriyoruz", "emekçilerin haklarını arıyoruz" demiyorlar mı?
Emekçiyi PKK kurşuna dizdiyse, o emekçi o solculara göre emekçi değildir. Onların sınıf kavramı PKK'ye ayarlıdır.
O nedenle, Türk milletine kendilerini sevdirme olanakları yoktur."
 
"O nedenle, o örgütlerin devrim yapma şansları olmadığı gibi, karşıdevrimin aleti olma tehlikesi ile karşı karşıyadırlar. Çıkmazdadırlar."
 
Ancak, bu durum değişecektir. Değişmeye başlamıştır. Onları PKK'nin kuyruğundan kurtararak devrimci saflara kazanma sorumluluğu bizdedir. Gezi isyanı, bu konuda ilerleme kaydetmemizi sağladı.
 
***********
 
"Diren Lice - Gezi seninle", "Her yer Lice, her yer direniş"  saçmalığını eleştirmiştim. Bakınız:
"Diren Lice" tezgahı, "Hükümet istifa" talebini bastıramaz http://aliserdarbolat.blogspot.com/2013/07/diren-lice-tezgah-hukumet-istifa.html
 
Perinçek de aynı konuya değiniyor:
"Hiç kimse, "askere saldırmak" anlamında her yeri Lice yapamaz.
"Mustafa Kemal'in askerleriyiz" diye yürüyen halk ile PKK'nin emrinde Mustafa Kemal'in askerine saldıranları hiç kimse yan yana getiremez."
 
"Her yer Lice" diyenler düşünmelidirler. Başbağlar'da 33 köy emekçisinin kurşuna dizilmesine karşı 20 yıldır niçin ses çıkarmadılar?
Bu sorunun cevabı, bugüne kadar Başbağlar köylüsünü görmeyen solculara halkla birleşme kapısını açar."
 
***********
 
"PKK, oradaki köylünün, oradaki halkın partisi değildir. Güneydoğu'da köylülere yapılan haksızlılara, baskılara onyıllarca göğüs gerdik. Topraksız köylülerin mücadelelerine önderlik ettik."
 
PKK bu mücadelelerde hep ağaların tarafını tuttu. Ağalarla köylüler arasındaki çatışmalarda her iki taraftan da ölenler olduğu halde, PKK sadece ağalara taziyeye gitti. Ağaların yoksul köylüleri o topraklardan sürmesini destekledi. Köylülerin tarafında olan sadece İşçi Partisi idi.
 
"PKK, Lice köylüsü ile Başbağlar köylüsünün birleşmesine, birlikte mücadele etmesine karşıdır. Onları ortaçağa karşı insanca yaşama mücadelesinde birliştirmek için, PKK'nin tasfiyesi gerekir."
"Güneydoğu illerimizi PKK'nin tapulu malı olarak gören sözde sol, PKK üzerinden emperyalizme ve gericiliğe bağlanmıştır."
 
Bu bağlar kırılacaktır. Kırılmaya başlamıştır. Emperyalizmin "etnik ve dinsel örgütlenme" tuzağına düşen sosyalistlerimizin mümkün olduğu kadar büyük kesimini bu illetten kurtarmak, onları PKK'nin kuyruğundan koparmak çok önemli bir görevdir.
 
***********
 
PKK'nın yaptığı katliamları, bu arada Başbağlar katliamını kınayan sosyalist kişi, örgüt veya parti, zorlu sınavı geçmiş, sözde solculuktan gerçek sosyalistliğe adım atmış olacaktır.
Haydi, cesaret.
 
***********
 
Sivas davası geçen sene zaman aşımına uğradı.
Şimdi de, 5 Temmuz 2013 günü, Başbağlar davası zaman aşımına uğramıştır.
İktidardaki yeni Gladyo, eski Gladyo'nun suçlarını örtbas etmek için elinden geleni yapmaktadır.
"Faili meçhuller var, Ergenekoncular, askerler adam öldürdüler, toplu mezarlar, asit kuyuları" diye yaygara koparan AKP Hükümeti, Sivas ve Başbağlar'da aydınlarımızı, köylülerimizi katledenleri kurtarmıştır.
 
Başbağlar Kalkındırma Derneği Başkanı Mehmet Aydın bu konuda şu açıklamayı yaptı:
“Olay yeri incelemesi dahi yapılmadan, şehitlerimiz resmi plakalı kamyonlara üst üste konularak komşu Başpınar köyünde alelacele defnedildi. Şehitlerimizi kendi köyümüze bile gömemedik. Olaydan ceza almış tek bir kişi bile yok. Katiller ellerini sallayarak geziyorlar. Bugün hepimiz biliyoruz ki Sivas katliamını yapanlar ile Başbağlar katliamını yapanlar aynı şer odaklarıdır. Katliamın şuçluları bulunmadığı sürece bin yıl da geçse Başbağlar’ı unutmayacağız.”
 
Katliam sonrası açılan davanın avukatlarından Avukat Cüneyt Toraman dava sürecini ve katliamı şöyle değerlendirdi:
“Dönemin valisi Recep Yazıcıoğlu yardımıyla 20’nin üzerlerinde tetikçi yakalandı. Bizler yargılama beklerken tetikçiler serbest bırakıldı. Hakimler mağdurlara hakaret ettiler. Başbağlar’da sadece köylü değil, hukuk da katledildi. Sivas ve Başbağlar aynı ellerin oyunudur. Biz tetikçileri değil asıl azmettirenleri istiyoruz.”
 
Ama, bizde zaman aşımı yok.
"Hiçbir münafık, Madımak ve Başbağlar katillerini kurtaramayacaktır."
 
 
***********
 
arşiv:
 
Sivas'ta insan yakanlar AKP'yi kuranlardır  6 Temmuz 2013
***********

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder