3 Eylül 2013 Salı

Putin: "Esad kimyasal silah kullandı diyen ahmaktır."

Vladivostok'ta gazetecilerin sorularını cevaplayan Putin şöyle dedi:
"Suriye ordusunun taarruza geçtiği koşullarda Suriye hükümetinin kimyasal silah kullandığını söylemek büyük bir ahmaklıktır. Eğer Suriye yönetiminin kimyasal silah kullandığına dair delil varsa BM Güvenlik Konseyi'ne ibraz edilmelidir. İbraz edilmiyorsa delil yok demektir."

Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Aleksandr Lukaşeviç:
"ABD'nin Suriye'ye karşı sınırlı askeri operasyon yapacağı yönündeki tehditleri kabul edilemez. Her türlü müdahale sınırlı da olsa uluslararası hukuk kurallarını ihlal anlamına gelir. Olası bir operasyon yeni çatışmalara ve ölümlere yol açacaktır. Buna müsaade edilemez."

Yeniçağ, 3 Eylül 2013

Putin "Esad kimyasal kullandı diyen ahmaktır" demiş ve kanıt istemişti.
Obama ahmaklıkla suçlanmayı göze alarak sözde kanıtları Rusya ve Çin'e gönderdi.

Rusya Dişişleri Bakanı Sergey Lavrov, Moskova Uluslararası İlişkiler Enstitüsü'nda yaptığı konuşmada şunları söyledi:
"Bize bazı harita ve isimlerin bulunduğu bir şeyler gösterdiler. Orada birçok kuşku var ve tutarlı değil. Kanıt olarak sunulanlar gerçekler değil. Önceden bildiğimiz şeyleri söylüyorlar, daha fazla ayrıntı sorulduğunda bize gösteremeyeceklerini söylüyorlar. Bu, yeterli kanıt yok anlamına geliyor."

Çin ise, bu sözde kanıtlarla ilgili yorum yapmaya bile gerek duymadı. "Konuyu BM incelesin" cevabını verdi. Çin'in bu tavrı resmen hakaret anlamına geliyor. Obama'ya "Bu sözde kanıtlar beş para etmez, üzerinde konuşmaya değmez" demiş oluyor.

Yeni Mesaj, 3 Eylül 2013

Geçen hafta savaş çığırtkanlığı yapan ülkelerin sesi Putin'in güçlü çıkışıyla birlikte kesildi. İngiltere'nin koalisyondan tümüyle çekilmesi, Fransa'nın geri adım atması, ABD'nin işi sürüncemeye bırakması, Başbakan Erdoğan'ın altından toprağı kaydırdı.

Rus İnterfaks Ajansı, Rusya'nın Akdeniz'e denizaltı avcısı ve kruvazör olmak üzere 2 gemi göndereceğini bildirdi. Rus askeri yetkililer, Suriye'de yaşanan krizden dolayı bölgedeki donanma gücünün arttırılacağını söylediler. Üst düzey askeri yetkili, gemilerde bazı düzenlemeler yapılacağını ve 2 gün içinde gemilerin yola çıkacağını söyledi.

Putin'in Lavrov'u uyardığı belirtiliyor. "Rusya Suriye'ye askeri bir müdahale olması durumunda bile kimseyle savaşma niyetinde değil" açıklamasını yapan Lavrov, geçen salı gününden düne kadar kamuoyuna açıklamada bulunmadı. Bu olağandışı durumun nedeninin Putin'in uyarısı olduğu Rus yetkililer tarafından el altından yayılıyor.

Putin'in çıkışı üzerine, Arap Birliği'nde ülkeler seslerini daha bir güvenle yükselttiler. "Uluslararası Toplum"u müdahaleye çağıran Suudiler yalnız kaldı. Kahire'de yapılan Arap Birliği Dışişleri Bakanları toplantısında Mısır, Cezayir, Irak, Lübnan, Tunus ve Fas müdahaleye karşı çıktı.

Mısır Dışişleri Bakanı Nebil Fehmi: "Herhangi bir askeri müdahaleye karşıyız."
Fas: "Askeri müdahaleye karşıyız. Sorun görüşmeler yoluyla çözülmeli."
Ürdün: "Hava ve kara sahamızı kapatırız. Ürdün toprakları Suriye'ye saldırı üssü olarak kullanılamaz."

Bu güçlü çıkışlar üzerine Arap Birliği Genel Sekreteri Nebil Arabi de eski tavrından dönerek topu Güvenlik Konseyi'ne attı, 2. Cenevre toplantısına işaret etti. Suriye karşıtı cephe Arap Birliği içinde tamamen çöktü. Suudiler sap gibi yalnız kaldılar. Tayyip Bey'e soğuk duş...
Arap ülkelerinin bu toplantı öncesi durumları için bakınız: Suriye'ye saldırı konusunda ilgili ülkelerin konumları http://aliserdarbolat.blogspot.com/2013/08/suriyeye-saldr-konusunda-ilgili.html

Aydınlık 31 Ağustos 2013

Fransız gazetesi Le Figaro'nun haberi, 21 Ağustos 2013:
"Amerikalıların komuta ettiği 300 kişilik iki birlik 17 ve 19 Ağustos'ta Ürdün'den Suriye'ye sızarak Şam'a doğru ilerledi. Birliklere Amerikalıların yanısıra İsrailliler ve Ürdünlüler de komuta ediyordu. Bu birlikler, Amerikalıların Ürdün'de gerilla eğitimi verdiği Suriyelilerden oluşuyordu. Kimyasal silah kullanımı, Şam'a doğru ilerleyen bu birliklerle açıklanabilir."

Aydınlık Dış Haberler Sorumlusu Şafak Terzi, bu konu hakkında, Şam Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Dr. Bessam Ebu Abdullah ile bir söyleşi yaptı.

İşte Dr. Abdullah'ın anlattıkları:
"ABD Dışişleri Bakanı Kerry, Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim'i geçen Perşembe telefonla aradı. "Biz Esad rejimini tanımıyoruz" bahanesi ile iki yıldır hiçbir Suriyeli yetkili ile temas kurmayan  Amerikalılardan gelen bu telefon, çok önemli bir sorunla karşılaştıklarını gösteriyordu. Kerry, Muallim'den, Guta'da yapılan operasyonu bitirmesini istedi. Çünkü Suriye Ordusu Guta'da, Amerikalıların Ürdün'de yetiştirip yolladığı 300 kişilik ekibi imha etmek üzereydi. Muallim Suriye Ordusunun operasyonu durdurmayacağını söyledi. Ayın 20'sini 21'ine bağlayan gece saat 03 dolaylarında ekip tamamen imha edildi. 21 Ağustos sabahı kimyasal silah yaygarası başladı. Fransız gazetesi Le Figaro'nun haberinde 19 Ağustos günü başka bir ekibin daha Şam'a gittiği belirtiliyordu. Kimyasal saldırı bu ekibin de imha edilmesini önlemek için bir tezgah olabilir. Zaman ve yer çakışıyor. İngiliz İstihbarat Birliği "Joint Intelligence Committee", 22 ve 29 Ağustos tarihli iki raporunda Şam yönetiminin kimyasal saldırı düzenlemesinin akılcı olmadığını belirtiyor. BBC internet sitesinde haberi çıktı. Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov Türkiye'den resmi olarak Adana'da sarin gazı ile yakalanan Nusra teröristleri ile ilgili bilgi sordu. Ama Türk hükümeti süreklü üzerini örtüyor. Bu kimyasal silahların Libya'dan geldiği tespit edildi"

Yeniçağ, 2 Eylül 2013
Nusra militanları, AP (Associated Press) muhabiri Dave Gavlak'a şunları anlattılar:

"Bu bir kaza idi. Suudiler tarafından verilen kimyasal silah hatalı bir davranış nedeni ile patladı. Bunları nasıl kullanacağımız bize anlatılmadı, bu konuda eğitim görmedik. Hatta kimyasal silah oldukları bile bize söylenmedi."

"J" adlı militan: "Bu silahları çok merak ediyorduk. Ancak bazı savaşçılar uygun olmayan şekilde kurcaladıklarından dolayı patlama meydana geldi."

"K" adlı kadın militan: "Bize bunları nasıl kullanacağımızı anlatmadılar. Bunların kimyasal silah olduğunu bilmiyorduk."

Ebu Abdel-Muneym (Bir teröristin babası): "Oğlum iki hafta kadar önce bana geldi, taşımaları istenen silahların nasıl silahlar olabileceğini sordu. Anlattığına göre, şekilleri tüp gibi imiş. Bazıları da büyük gaz şişelerine benziyormuş. Bu silahlar bir tünelde patladı, 12 isyancı öldü."
Bu olay, (12 isyancının tünelde ölümü), isyancı teröristlerin elinde kimyasal silah olduğunu kanıtlıyor.



***********
arşiv:
Suriye'ye saldırı konusunda ilgili ülkelerin konumları 31 Ağustos 2013
Kimyasal bomba bulgusu yok. Çocukları teröristler öldürdü. 30 Ağustos 2013
Yobazların son çırpınışı: Şam'da kimyasal silah 24 Ağustos 2013
Somali saldırısının anlamı 31 Temmuz 2013

***********

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder