12 Ocak 2014 Pazar

Mahkeme, Tuğg. Ersöz'ü öldürme azim ve kararlılığındadır.

16 Ocak 2009'da tutuklanan Ersöz, cezaevindeki ilk 10 gününde her gün hastaneye kaldırıldı. Bu sürecin ardından yatırıldığı hastanede ise 58 aydır yaşam mücadelesine devam ediyor.


Ergenekon davasından 22 yıl 6 ay hapis cezası verilen ve ağır sağlık durumu nedeniyle İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde tedavi görev emekli Tuğgeneral Levent Ersöz’ün tahliye talebi reddedildi.

Ersöz’ün avukatı Osman Aydın Şahin, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na 31 Ekim 2013 günü sunduğu tahliye dilekçesine şu raporları ekledi:

-- İÜ Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanlığı’nın 7 Ağustos 2012 tarihli raporu
--Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanlığı’nın 17 Ağustos 2012 tarihli raporu.

Her iki raporda
-- Ömür boyu tedavisinin gerektiği,
-- ölüm riskinin yüksek olduğu,
-- hastane enfeksiyonları nedeniyle yaşamının tehdit altında olduğu,
-- bu yüzden hastanın hastane ortamında değil ev koşullarında tedavi programının uygulanması gerektiği belirtiliyordu.


Yargıtay, dilekçeyi Ergenekon mahkemesi'ne gönderdi. İstanbul 13. Ağır Ceza mahkemesi, 3 Aralık 2013 günü tahlite talebini reddetti. Red gerekçesini, 8 Temmuz 2009 günlü "Hastanede tedavi görebilir" diyen eski bir hastane raporuna dayandırdı. 2012 tarihli yeni raporları görmezden geldi.

Ergenekon Hakimleri, Ersöz'ün tahliye talebini reddetmek için açıkça hile yaptılar, suç işlediler, 3 yıl önceki doktor raporuna atıf yaparak Ersöz'ün hastanede kalabileceğine hükmettiler.
Fetullahçı Hakimler açıkça, göz göre göre, "Tahliye etmeyeceğiz, öldüreceğiz" demiş oldular.

Avukat Şahin: “İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi cinayet işleme azim ve kararlılığındadır” dedi.
1 dakika 35 saniyelik video kaydı:

***********

E. Tuğgeneral Levent Ersöz:
"Bu davanın arkasında Amerika ve Avrupa Birliği var"
+++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++

Ali Serdar Bolat         13 Ağustos 2010

İki gündür E. Tuğgeneral Levent Ersöz'ün çapraz sorgusu yapılıyor.
Çapraz sorguda komutanımız gerçeği açıkladı:
"Bu davanın arkasında Amerika ve Avrupa Birliği var"

Amerika'nın Türk Ordusu'na darbe planını Aydınlık Dergisi 2001 yılından beri yazıyor.
1 Nisan 2001 Aydınlık kapağı: ABD'nin Ordu'ya Haziran darbesi
16 Mart 2008 Aydınlık kapağı: AB'den Tayyip-Gül'e devlet ve orduda temizlik emri

Ulusal Kanal ve İP bıkıp usanmadan anlatıyor:
Amerika, "Büyük Ortadoğu Projesi" adı altında bir proje yapmıştır.
Amerika Dişişleri Bakanı Rays bu projenin amacını açıkladı.
"Fas'tan Pakistan'a kadar 24 Müslüman ülkenin rejimleri ve sınırları değişecek"
Amaç: Sınırları değişirken zayıflayacak olan bu ülkelerde Amerikancı "Ilımlı İslam" rejimleri kurmak.
Orta Doğu'yu ve petrol yollarını tam denetime almak.

Projenin belkemiği:
Türkiye, Irak, İran ve Suriye'den koparılacak topraklar üzerinde "Büyük Kürdistan" kurulacak.
Niçin?
Çünkü İsrail, çoğu zaman Amerika ile ters düşüyor.
Amerika, Orta Doğu'da kendisine körükörüne bağlı, her zaman "Başüstüne Vaşington" diyecek bir ülke arıyor.
Bulamıyor. Öyle ise böyle bir ülke yaratması lazım.
Yaratıcısına kölece bağlı, Amerika'nın üs olarak kullanacağı bir ülke.
İkinci İsrail.

Amerika şunu anlıyor ki, böyle bir ülke ancak Kürdistan olabilir.
Emri alan Ralf Peters kolları sıvıyor, Büyük Kürdistan'ın haritasını çiziyor.
Müslüman ülkelerin yeni sınırlarını gösteren haritayı Amerikan Ordu Dergisinde yayımlıyorlar.
Belki iyi anlaşılmamıştır, Türkler iyice anlasın diye Amerikan subayları Napoli'deki NATO toplantısında bu haritayı duvara yansıtıyorlar.
Türk subayları salonu terk ediyor.
O haritayı ekte görebilirsiniz.

Rejim ve sınır değişikliği Irak'tan başladı.
Kuzey Irak'ta kukla bir Kürt Devleti kuruldu.
Türkiye'den de bir parça koparılıp bu Barzani Devleti'ne eklenmesi için Türk Ordusu'nun yenilmesi gerekiyordu.
Ama Türk Ordusu savaşta yenilmez.
Ne yapmalı? Türk Ordusu'nu savaşmadan yenmeli.

İşte bunu için Amerika, Recep Bey'i ve Abdullah Gül'ü seçti, Türkiye'nin başına oturttu.
Onlar vasıtasıyla özel yetkili mahkemelerin başına Amerikancı Fethullahçı tarikatçı Savcı ve Hakimler getirildi.
Ergenekon saldırısı, bu Amerikan Savcı ve Hakimleri tarafından başlatıldı.

O Recep Bey ki, Türkiye'yi Bölme Planı olan Büyük Ortadoğu Projesi'nin Eşbaşkanı.
Yani, kendi ülkesini bölme amacını taşıyan bir projenin Eşbaşkanı olan bir Başbakan.
Başka bir ülke tarafından, kendi ülkesini bölmekle görevlendirilen bir Başbakan.
Bilim kurgu romanı gibi, inanılmaz bir şey. Dünyada eşi benzeri yok...

E. Tuğg. Ersöz, komuta kademesinin bu konudaki suskunluğunu bozuyor.
"Asimetrik saldırı" vesaire gibi laflarla sözü ağzında dolandırmıyor.
Korkmadan, cesaretle açıklıyor:
"Bu davanın arkasında Amerika ve Avrupa Birliği var"
Komutanımız: "Kral çıplak" diyor.

"Stratejik müttefik Amerika", "Avrupa Birliği üyesi olacağız" gibi haince yalanları işbirlikçilerin yüzlerine çarpıyor.

Halkımıza gerçekleri söylüyor.

İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcıları E. Gen. Servet Cömert ve E. Korg. Yaşar Müjdeci'den sonra bir komutan daha gerçeği açıklamış oldu.
Türkiye'nin devrimci önderinin dediği gibi:
"Artık komutanlar omuzlarına takılan yıldızlarla değil, vatan savunmasındaki birikim, kararlılık ve cesaretleriyle tarihe geçeceklerdir".

Türkiye'nin düşmanlarının Amerika ve Avrupa Birliği olduğunu açıklama cesareti gösteren komutanlarımızın sayısı arttıkça, kurtuluş günleri yaklaşacaktır.


E. Tuğgeneral Ersöz ve eşi İşçi Partisi'ne üye oldu 28 Temmuz 2013
**********

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder