12 Haziran 2014 Perşembe

Tayyip - Barzani petrol ortaklığı

Barzani, Anayasayı hiçe sayarak, Irak petrolünü Bağdat Hükümeti'nin kontrolü dışında satmak istiyor. Tayyip Bey bu konuda Barzani ile birlikte davranıyor.
Geçen hafta Barzani Türkiye ile 50 yıllık petrol anlaşması yaptığını açıkladı.

Olayın başlangıcı 2012'ye dayanıyor.
Barzani, Bağdat Hükümeti'ni devre dışı bırakarak Batılı petrol şirketleri ile petrol arama ve ihracat anlaşmaları yapıyordu. Ancak Barzani'nin denize çıkışı yok. ABD Suriye'ye operasyon düzenleyerek Kuzey Suriye'de Türkiye sınırı boyunca uzanan bir Kürt Koridoru kurarak Barzanistan'ı denize bağlamaya çabalamış, ancak Esad'ın direnişi sonucunda bu plan başarısız olmuştu. Tek çare petrolü Türkiye üzerinden ihraç etmekti.

AKP Hükümeti, Barzanistan sanki Irak'ın bir parçası değil de bağımsız bir devletmiş gibi davranış gösterince Irak Hükümeti tepki göstermişti.
Barzani, kaçak petrol satışından elde edeceği parayı bağımsızlık yolunda kullanacaktı.
Olayın ayrıntılarını aşağıdaki bağlantılardan okuyabilirsiniz:

Tayyip Bey Barzani'ye garanti verdi 20 Ağustos 2012
Suriye'den sonra Irak ile de papaz oluyoruz 12 Temmuz 2012
Kanlı pazarlık ve Oslo'ya yeni ortak 7 Haziran 2012

Uzun zamandır kamyonlarla Kuzey Irak'tan Ceyhan'a taşınarak depolanan petrolün 1 milyon varillik ilk partisi, 20 Mayıs 2014 günü "SCF Aldan" adlı gemiye yüklenerek denize açıldı. Petrolün İtalya ve Almanya'daki alıcılara teslim edileceği açıklandı.

Bağdat yönetimi bu duruma sert tepki gösterdi, bunun bir "Hırsızlık" olduğunu açıkladı, ve satışa aracı olan Türkiye ile BOTAŞ'ı Uluslararası Tahkim Mahkemesi'ne şikayet etti.
Bağdat'taki Maliki Hükümeti, ayrıca, tüm uluslararası petrol şirketlerine rest çekti: "Irak ile yapmış olduğunuz anlaşmaları iptal ederiz."

ABD yönetimi, Irak Hükümeti'nin onayı alınmadan yapılacak petrol satışına destek verilmeyeceğini açıkladı. ABD, Irak'ın tamamen İran ve Rusya tarafına geçmesinden korktuğu için böyle bir açıklama yapmak zorunda kalmıştı.

Bu gelişmeler üzerine, İtalya gemiye yanaşma izni vermedi. Başka Avrupa limanlarına da yanaşma izni alamayan gemi, Akdeniz'in ortasında kaldı.


Avrupa limanlarına yanaşamayan gemi, rotasını ABD'nin güneyindeki Meksika Körfezi'ne çevirdi. Ancak bu bölgedeki ülkeler de petrolü almadı.

Gemi tekrar Akdeniz'e döndü, Fas'ın Muhammediye Limanı'ndaki bir rafineri mala talip olmuştu. Fas açıklarında 2 gün bekleyen gemi, limana yanaşma izni alamadı. Fas Hükümeti gemiye "karasularımızı terk et" çağrısı yaptı.

Petrolü İsrail'e satmaktan başka çare kalmamıştı.
Dünya Lideri Tayyip Bey malını dünyaya satamamış, gemisini bile dünya limanlarına yanaştıramamıştı.
Dünyaya "Van Minıt" diyerek "Tek Yol İsrail" dönemini başlattı.

Irak Petrol Bakanlığı resmi internet sitesinden yapılan açıklamada, Irak petrolünün İsrail'e kaçak olarak satıldığı şöyle anlatıldı:
"Kürdistan bölgesinin sattığı petrolün İsrail rafinerilerine ulaştığını ispatlayan belgeler var. Bu satıştan elde ettiği para da takriben 19 milyar 701 milyon dolardır. Bölgesel Kürt Yönetimi, Irak'ı toplamda 34 milyar dolar zarara uğratmıştır."

Bakanlığın açıklamasının devamında Türkiye'ye şu uyarı yapıldı:
"Türkiye, Irak'ın doğal kaynaklarıyla ilgili egemenliğine saygı duymalıdır. Türkiye, 2010 yılında Irak ile bir petrol anlaşması imzaladı. Bu anlaşma Irak petrolünün Ceyhan Limanı'ndan ihraç edilmesini öngörüyor. Türkiye, bu anlaşmanın içeriğine bağlı kalmalıdır. Doğal kaynaklarımızı korumak için tedbirlerimizi artıracağız."

***********

Bağdat Hükümeti'nin Barzani ile uğraşmasını önlemek için daha büyük bir sorun çıkarmak gerekiyordu. ABD ve İsrail, IŞİD vahşilerini bu yüzden Irak'ın petrol bölgelerine sürdüler. Sen IŞİD ile uğraş, Barzani Irak petrolünü satıp paraları cebe indirmeye devam etsin. Saldırının ana hedefi Barzani'nin elini rahatlatmak, Bağdat'ı zorlamak. ABD ve AB ise IŞİD'i sözde kınayarak sahtekarca "Biz bu işin arkasında değiliz" mesajı vermeye çabalıyorlar. Boşuna çaba. Her şey meydanda.
***********

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder