12 Ekim 2014 Pazar

Özür tiyatrosunun içyüzü - 2 : KIBRIS

Aydınlık, 8 Ekim 2014
 1
Türkiye'nin Akdeniz'deki rolünü tehdit olarak görüyorum.

ABD Başkan Yardımcısı Co Baydın, 3 Ekim günü Harvard Üniversitesi'nde yaptığı konuşmada Kıbrıs ve Akdeniz konularında hem kendi görüşlerini, hem de Tayyip Bey'in görüşlerini açıkladı. Bu açıklama, ülkemiz açısından çok vahimdir.

Tayyip Bey, belki de, bu konunun üzerini örtmek için "Siz haklıydınız" konusunu öne çıkararak feryat etti. Bir bakıma isteği oldu. Çünkü tüm basın bu konu üzerine odaklandı ve Kıbrıs konusu arada kaynadı.
Biden, konuşmasında, "Türkiye'nin Akdeniz'deki rolünü tehdit olarak görüyorum" dedi.

2
Arkadaşlarım bana Joe Bidenopolis derler
Türk Ordusu Kıbrıs'ı yasa dışı şekilde işgal etti

Biden, Tayyip Bey ile Kıbrıs konusunda yürüttüğü pazarlığı da açık etti.

Kıbrıs Rum Kesimi'nden gelen bir öğrenci sordu:
"ABD, Türkiye'nin Ortadopu ve Doğu Akdeniz'deki istikrarı bozucu rolünü nasıl değerlendirdi? Gelecek yıllarda bu sorun ABD için potansiyel bir problem midir?"

Yanıtına "Evet" diye başlayan Biden, Tayyip Bey'in Kıbrıs konusunda nasıl taviz verdiğini ve bunu taviz vermiyormuş görüntüsü altında nasıl yaptığını şöyle anlatmaya başladı:
"Ben kariyerim boyunca Kıbrıs konusuna Kongre'de herkesten fazla dahil oldum. Arkadaşlarım bana Joe Bidenopolis derler. (Soyadına Rumca şehir anlamına gelen polis sözcüğünü ekleyerek onun ne kadar Rum taraftarı olduğunu belirtmek istemiş arkadaşları.) Şaka değil. Yasadışı işgalden beri bu konuyu tutkuyla takip ediyorum." (Türk Ordusu Kıbrıs'ı yasa dışı bir şekilde işgal etmiş. Biden, bu görüşün sadece Rum, Yunan ve AB görüşü olmadığını, ABD yönetiminin de görüşü olduğunu işte böyle tekraren açıklıyor)

Biden, Barış Harekatı'nı İngiltere'nin İrlanda işgali ile bir tuttu. Ancak, İrlanda'da İngiliz yoktu. Orada İngilizler işgalci idi. Halbuki Türkiye Kıbrıs'a oradaki Türkleri kıyımdan kurtarmak için çıkmıştı. Bu tamamen faklı iki durum nasıl bir tutulabilir?
Biden, şöyle dedi:
"Ben bir İrlandalıyım. Biz işgalin ne demek olduğunu biliriz. Ben o başarılı olan günü (yani Türk Ordusu'nun Kıbrıs'tan çıkartılacağı günü) bulacağımıza inanıyorum."
(Tayyip Bey bu sözlere karşı çıkmadı. "Biz işgalci değiliz" diyemedi.)

3
Erdoğan Kıbrıs'ta askerinin olmasının menfaat sağlamadığını anladı

Biden sözlerine şöyle devam etti:
"Dediğim gibi dünya değişiyor. Üç şey oldu.
-- Birincisi, Türkiye (Tayyip Bey diye okuyunuz) Kıbrıs'ta askerinin olmasının kendisine bir menfaat sağlamadığını tam olarak anlamış durumda. ("Siz haklıydınız" sözü üzerine fırtına koparan Tayyip Bey, bu konuya hiç girmiyor, "Hayır, Biden'a böyle bir şey demedim" demiyor.)
-- İkincisi, Erdoğan, işgali önemseyen tek kesimle bir kırılma yaşadı. Bu da ordu idi. (Tayyip Bey Kıbrıs'tan çıkmak istemeyen ordunun belini kırdı, önümüz açıldı demek istiyor)
-- Üçüncüsü, daha yeni, Erdoğan ile bir tur görüştük (Türk askerini Kıbrıs'tan nasıl çıkarırız diye görüşmüşler) ve iki şeyi yapıp yapamayacağımızı anlamak için beni Ankara'da yeniden görmek istedi."

Biden, Tayyip Bey ile görüşüceği iki şeyi şöyle açıkladı:
"Birincisi, üzerinde anlaşabileceğini söylediği iki bölgeli, iki toplumlu adaya dayalı hangi çözüm?"

4
Erdoğan Doğu Akdeniz'deki petrol ve doğalgaz haklarından vazgeçti

Ve, iki şeyden ikincisi:
"İkincisi, onun adına konuşmayacağım ama (Erdoğan) özellikle başta doğalgaz olmak üzere Doğu Akdeniz'de ciddi bir boyuttaki doğal kaynakların avantajından yararlanmanın Türkiye için müthiş tek taraflı menfaat olduğunu bence anlamaya başladı."

Burada Biden,

-- a) İsrail'in karasularında bulunan doğalgazın Türkiye üzerinden Avrupa'ya taşınmasını kastediyor. Zaten Kıbrıs ve Yunanistan üzerinden taşımak çok masraflı olduğundan, İsrail gazı doğal olarak Türkiye üzerinden taşınacak. Çünkü Yunanistan'a deniz altından boru döşemek hem zor hem pahalı. Yani onlar Türkiye'ye mecbur. Asıl İsrail ve Avrupa menfaat sağlayacak. Bu konuda "Erdoğan bunun Türkiye için tek taraflı menfaat olduğunu anlamaya başladı" demek Tayyip Bey'e hakaret, onu geri zekalı yerine koymaktan başka bir şey değil.

-- b) Kıbrıs münhasır bölgesindeki petrol ve doğalgaz yataklarını kastediyor. Rum Yönetimi, KKTC'nin münhasır bölgesine de el atmış durumda. AKP iktidarından önce, bu münhasır alanda Rum ve diğer yabancıların petrol arama çalışmalarına karşı donanmamız devriye çıkışları yapardı. Bu bölgedeki hakkımızı savunurduk. Ancak AKP iktidarının bazı uygulamaları ülkemizi, burada çok zor duruma soktu
-- Bilhassa Deniz Kuvvetlerimizi hedef alan Ergenekon ve benzeri tertipler komuta kademesinde zaaf yarattı
-- Van Minıt tiyatrosundan sonra İsrail, Rum Yönetimi ile ve Yunanistan ile Türkiye'ye karşı bir dizi anlaşmalar yaptı. Hem savunma, hem de münhasır ekonomik bölgede birlikte petrol arama gibi.
-- Sisi olayından sonra Mısır da Rum Yönetimi ile benzer petrol anlaşmaları yaptı.
Böylece, bu bölgede ağır bir güç kaybına uğradık. Eskiden sadece Rum Yönetimi ile anlaşmazlık halinde iken, Van Minıt ve Komşularla Sıfır Sorun politikaları yüzünden karşımızda Rum Yönetimi - İsrail - Mısır ittifakını buluverdik.

İşte Biden, "Erdoğan bunun Türkiye için menfaat olduğunu anlamaya başladı" derken, asıl bu bölgeyi kastediyor. Yani, hakkımız olan petrol ve doğalgaz yataklarını Rumlara hediye edeceğiz, onların buralardan çıkardığı petrol ve doğalgazı Türkiye üzerinden Avrupa'ya taşıyarak menfaat sağlayacağız. Biz onlara balığı vereceğiz, onların bize balığın kılçığını iade etmesine "Vay, menfaat" diye sevineceğiz. İşte Biden'ın Tayyip Bey'in anlamaya başladığını söylediği menfaat bu. "Anlamaya başladı" demek, Tayyip Bey bu bölgedeki haklarımızdan vazgeçti demektir. Tayyip Bey asıl buna kızıp köpürmeli idi. Bu konuya hiç girmediğine göre...

Soru şu: Tayyip Bey ne karşılığında bu menfaati anlamaya başladı.

5
Taviz veriyormuş gibi görünmeden taviz vermek

Biden taviz konusunu diplomatik dille şöyle anlatıyor:
"Türkiye'nin Kıbrıs'ta statükoyu devam ettirmede çıkarı yok ve taviz veriyormuş gibi görünmeden faydalanabilecekleri yeni fırsatlar ortaya çıktığında, ki Kıbrıs da belirgin bir şekilde menfaat sağlıyor, işler değişir."

"Siz haklıydınız demedim" diye fırtına koparan Tayyip Bey, bu sözlere de hiç girmiyor.
Soru şu: Kıbrıs'ı Rumlara hediye etmek Tayyip Bey'e "belirgin bir şekilde" hangi menfaati sağlıyor?

Biden habire Tayyip Bey'in menfaat sağladığını söyleyip duruyor. Eğer bu sözler doğru değil ise, Tayyip Bey'in Biden'a iftira davası açması gerekmez mi?
Ancak Tayyip Bey, Biden'ın Kıbrıs konusunda söylediklerini duymamış gibi görünüyor.

6
Bütün bu konuşmalar Anayasa suçudur.

Bir kişinin "Şu kanun beni bağlamaz" diye demeç vermesi, o kişiyi o kanundan muaf tutmaz.
Örneğin, "Hırsızlığın suç olduğuna dair kanun beni bağlamaz. Ben çalarım." diye açıklama yapan kişi, daha sonra hırsızlık yaparsa, cezalandırılır. Mahkemede : "Hakim bey, ben bu kanunun beni bağlamadığını açıklamıştım" demesi dikkate aılnmaz.
Aynı şekilde, "Ban tarafsız Cumhurbaşkanı olmayacağım" diye önceden ilan vermiş olan Tayyip Bey'in bir siyasi partinin taraftarı veya üyesi gibi davranması, bu davranışı suç olmaktan çıkarmaz. Çünkü Cumhurbaşkanı, taraflı veya tarafsız olmaya kendi iradesi ile karar veremez. Tarafsızlık Anayasal bir kuraldır.
Aynı şekilde, Anayasaya göre siyaseten sorumsuz olan Cumhurbaşkanı, Biden ile, Meclis'in ve Hükümetin ve hatta bağımsız bir devlet olan KKTC'nin iradesini ipotek altına alacak şekilde pazarlık etmiştir. Tayyip Bey'in Biden ile IŞİD, Suriye, Kıbrıs ve Akdeniz hakkında yaptığı bu görüşmeler Anayasa suçudur.

Kaynak:

***********
arşiv:
Özür tiyatrosunun içyüzü - 1 : IŞİD    11 Ekim 2014
***********


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder