5 Ekim 2015 Pazartesi

Sanatçılar Girişimi Bildirisi: Açılım'a geri dönelim


Sanatçılar Girişimi adlı kuruluş, "Baş sorumlu sorumsuz cumhurbaşkanıdır" başlıklı bir bildiri yayımladı. Bakınız:


Bildiri şöyle başlıyor:

"Haziran seçimleri sonrasında ülkenin kanlı, karanlık bir uçuruma yuvarlanmasının baş sorumlusu sorumsuz cumhurbaşkanıdır."

Demek ki, arkadaşlarımıza göre, TSK, Emniyet ve korucularımızın PKK'ya karşı başlattıkları mücadele, ülkemizi kanlı, karanlık bir uçuruma yuvarlamıştır.

Bölücü teröre karşı mücadele edilince, ülkemiz kanlı, karanlık bir uçuruma yuvarlanıyor. Öyle ise: Silahlar sussun. Ordu kışlaya, polis karakola, korucu evine kapansın. Valiler operasyona izin vermesin. PKK yine Açılım Süreci'nde olduğu gibi ülkeyi silah ve patlayıcılarla doldursun, kaybettiği gücü yeniden kazansın ve ileride daha güçlü olarak saldırabilmek için hazırlansın.

Özetle: Açılım'a geri dönülsün. Dokunma PKK'ya.
Bildirinin ana fikri, maalesef budur.

Bildirinin başlangıç ve bitiş bölümlerinde, ana fikrin Tayyip'i eleştirmek olduğunu düşünmemizi amaçlayan ifadeler var. Bu ifadeler, aslında Açılım'a geri dönme isteği olan ana fikri gizleme, zehiri şekere sararak sunma amacı taşımaktadır.

*

Bundan sonra Tayyip'in yasa tanımazlığından ve güçleri tek elde toplamasından söz edilerek şöye deniliyor:

"Türkiye cumhurbaşkanı ... tıpkı başbakanlığında olduğu gibi sorumsuzluk alanında suç üstüne suç işlemektedir."

Demek ki, Tayyip, PKK'ya karşı mücadeleyi başlatarak ülkeyi kanlı, karanlık bir uçuruma yuvarlama suçunu işlemektedir. PKK ile mücadele etmek suçtur.

*

Bildiriye göre, Haziran seçimleri umut vermiş. Şöyle diyor:

"7 Haziran seçim sonuçları ülkemiz için bir umut ışığı olabilirdi."

Halbuki seçim sonuçlarına göre, AKP'siz bir hükümet kurmak olanaksızdır. Çünkü AKP'siz tek seçenek olan CHP-MHP-HDP birlikteliğini MHP asla kabul etmez. AKP'den kurtulmak isteyenler için bu durum nasıl bir umut ışığı olabilir, merak konusudur.

Vatan Partisi barajı aşsaydı, CHP-MHP-Vatan koalisyonu kurularak AKP ve Tayyip devre dışı bırakılabilirdi. AKP'siz bir hükumet için tek yol bu idi. Bu gerçek halen anlaşılmamış gibi görünüyor.

HDP'nin yani PKK'nın Meclis'e sokulmasının nasıl bir umut ışığı olduğu da ayrı bir merak konusudur.

*

Bildiri, yurt dışına asker gönderme tezkeresini "savaş tezkeresi" olarak nitelemekte ve şöyle karşı çıkmaktadır.

"Savaş tezkeresinin yeni meclisten, üstelik de ana muhalefetin bir bölümünün desteğiyle geçmiş olması, bu umudun kararmasında ilk adım olmuştur."

Bu karşı çıkış, Bildiri'nin ilk cümlesindeki saptamanın mantıksal bir sonucudur. Yurt içinde PKK'ya karşı mücadele ülkeyi kanlı, karanlık bir uçuruma yuvarlamış iken bir de yurt dışındaki PKK'ya saldırmak yurt dışını da kanlı, karanlık bir uçuruma yuvarlayacaktır. Üstelik ana muhalefetin, yani CHP'nin de bir bölümü bu kanlı plana destek vermiş. Bak sen.

*

İşte Bildiri'nin en acıklı bölümü: Tayyip'e karşı PKK'ya sarılma çılgınlığı. Buyurun:

"Bir başka muhalefet partisinin kendisiyle aynı sayıda milletvekili çıkaran partiye karşı uzlaşmaz tutumu, iktidar partisinin ve sorumsuz cumhurbaşkanının sultasından kurtulma önünde aşılmaz engel oluşturmuştur."

Arkadaşlarımız istiyorlar ki, MHP uzlaşmaz tutumu bıraksın, HDP ile yani PKK ile koalisyon kurmaya razı olsun. PKK hükümet olsun, yeter ki Tayyip'ten kurtulalım. Demek ki tek suçlu, Tayyip'ten kurtulmamızın önünde aşılmaz bir engel oluşturmuş olan MHP imiş.

Bir an için bu üç partinin böyle bir koalisyonun programını yapmak için bir araya geldiğini düşünelim. HDP ve CHP, Açılım'ın devam etmesini, PKK'ya karşı başlatılmış olan mücadelenin durdurulmasını isteyeceklerdi. MHP ise bunu kabul etmeyecekti. Asker ise hiç kabul etmeyecekti. Artık hiç bir güç askeri Açılım ve Ergenekon cenderesine geri sokamaz. Sanatçı arkadaşlarımızın bu olguyu görememiş olması çok ilginç. Böyle bir koalisyon olanaksızdır. Dolayısıyla, MHP'ye yapılan bu sanatçı eleştirisi akıl, mantık ve vicdan yoksunudur.

Sanatçı arkadaşlarımız, demek ki, Açılım karşıtı olduğu için MHP'ye kızıyorlar. Vatan Partisi'ne kızmalarının nedeni de budur. Onlara göre bütün partiler ve tüm millet Açılımcı olmalı, PKK ne isterse vermelidir. Aynen Açılım döneminde AKP'nin ve Tayyip'in yaptığı gibi.

*

Bir çok arkadaşımız sanatçı duyarlılığı ile, "ölümler olmasın, barış gelsin" gibi iyi dileklerle bu Bildiriyi imzalamış olabilirler. "Biz PKK'yı korumuyoruz" diyebilirler, başta Doğu Perinçek'inki olmak üzere Bildiriye yapılan eleştirilere karşı çıkabilirler. Ancak bu, somut durumu değiştirmez. Örneğin siz ıslanmak istemiyor olabilirsiniz, ama denize atlayınca ıslanırsınız. "Ama ben ıslanmak istemiyordum ki" demeniz, ıslanmış olduğunuz gerçeğini değiştirmez.

*

Okyanus ötesinden yayılan beyin kontrolüne yönelik elektronik sinyaller, bu arkadaşlarımızın düşünce yapısını olumsuz etkilemiştir. Bu bildiri psikolojik savaş izleri taşımaktadır. Dikkat ettiniz mi: "PKK'ya karşı mücadele" denilmemekte, "kanlı uçurum" denilmektedir. Hatta PKK'nın adı bile anılmamaktadır. "MHP'nin HDP'ye karşı uzlaşmaz tutumu" denilmemekte, "bir muhalefet partisinin diğerine karşı uzlaşmaz tutumu" denilmektedir. Okuyucu sadece Tayyip'e odaklandırılmakta, PKK ve HDP ustaca gizlenmektedir. Okuyucu ülkeyi kanlı bir uçuruma atan bir Tayyip görmekte, PKK ve HDP el çabukluğu ile hasır altı edilmektedir.

*

Bu Bildiriyi kaleme alan veya yazılmasını yönlendiren birkaç unsur haricindeki imzacıların çoğunluğunun masum amaçlarla imzaladıkları ve eleştiriler karşısında tavır değiştirecekleri umulur. Bu bildirinin arkasında elektronik sinyallerle beyni karıştırılan bir ÜST AKIL olduğu kesindir. Hüseyin Haydar imza koymadığı halde imzacılar arasında gösterilmiştir. Levent Kırca, imzacılar arasında güvenilir isimler gördüğü için imzalamış olabilir, çünkü kötü bir hastalığın pençesinde hastanede yatmaktadır. Okuyup irdeleyecek durumda değildir bildiğim kadarıyla.

*
Şu anda konumunu açık eden bir isim var: Ümit Zileli. Doğu Perinçek'e "zehir zemberek" bir yanıt vermiş. Gelecek yazıda bu yanıtı irdeleyeceğiz.

Bir not: Sanatçılarımızın Türkçe yazım kurallarına uymaları, Cumhurbaşkanı, Başbakan, Meclis, Anayasa gibi kelimeleri büyük harfle başlatmaları beklenirdi.
==

,

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder