29 Ağustos 2016 Pazartesi

Abdülhamid'in yolunda 

Tayyip Bey'in gönlünde Abdülhamid benzeri gerici ve baskıcı bir
rejim kurmak gibi ham bir hayali var. İstanbul'daki GATA'ya onun
ismini vererek bu hayalini bir kez daha ilan etmiş oldu.



Aydınlık, 28 Ağustos 2016

Gel gelelim bu devir o devir değil. Ne Meclis'i kapatabilir, ne de
23 Nisan'da Başbakanlık koltuğuna oturan çocuğa söylediği gibi
istediğini asıp kesebilir.

Diktatör olmak için gereken aletlere sahip değildir. ABD - FETÖ
saldırısı karşısında ayakta kalabilmek için Ergenekon - Balyoz
tertiplerine son vermek, Açılım sürecini bitirmek, TSK'nın PKK ile
mücadeleye başlamasını kabul etmek ve Avrasya'ya yaslanmak
gibi konularda Kemalistlere teslim olması ile Atatürk düşmanı,
gerici uygulamaları devam ettirebilmek için Atlantik ile bağlarını
tamamen koparmaya yanaşmaması arasındaki çelişkiler dolayısı
ile yürütmeye çalıştığı sözde denge siyaseti önünde sonunda
duvara toslayacaktır.

Bu duvara toslama sürecinde Amerikancı yeni bir askeri veya
sivil darbe tehlikesine karşı uyanık kalmakla beraber PKK ile
mücadeleyi başarıya ulaştırabilecek ve bu süreçte emperyalizmin
ekonomik sabotajlarına karşı durabilmek için üretim ekonomisine
geçebilecek milli bir hükumet kurulması yönünde çalışmak esas
alınmalıdır.

Bu süreçte Tayyip Bey'in Kemalistlere teslim olduğu noktalarda
geri adım atmaması, tam tersine daha da ileri adımlar atmasını
sağlamak - zorlamak için çok dikkatli bir yol izlenmelidir. Bu yönde
atacağı adımlar onu ister istemez Atlantik'ten daha da uzaklaştı-
racak ve ayağının altındaki zemin giderek daha fazla kayacaktır.

Felsefe derslerinde gördüğümüz zıtların birliği kuralının parlak
bir örneğini yaşamaktayız.

Hiç bir süreç saf değildir: Hiç doğrusuz ve hiç yanlışsız,
hiç olumlu yönü olmayan ve hiç olumsuz yönü olmayan
süreçler yoktur.

Yüzde yüz saf, yanlışsız şeyler ve süreçler aramak metafiziğe,
giderek dinsel inançlara kapı açar. Bu aşağıdan yukarıya olan
süreçtir. Tersi ise kusursuz tanrı anlayışının yeryüzündeki süreç-
lerde ve şeylerde de aranması gibi bilime ters sonuçlara yol açar.


Bakınız:

Aydınlık, 28 Ağustos 2016

Abdülhamid'in 33 yıllık istibdat (baskı) dönemi sona erdiği zaman
Mehmet Akif Ersoy yukarıdaki şiiri yazdı. Burada diyor ki:

Ey baskıcı pis devir, yıkıldın gittin ama milletin kalbinde çıkmayan pis bir
iz bıraktın. Ey kanlı kabus, sen bizi rezil ettin.Bütün gelecek umudumuzu
yok ettin. Nerede temiz alınlı bir kişi gördünse "Bu bir cani" dedin, hapse
tıktın.


"Ulu Hakan Abdülhamid Han" işte böyle bir kişi. Onun döneminde yaşayan
ve onun baskıcı yönetiminden zulüm gören İstiklal Marşı Şairi onu işte
böyle anlatıyor. Tayyip Bey'in hayali onun gibi pis, kanlı bir baskı rejimi
kurmak mı?


**********

CHP, olmazsa MHP, olmazsa 110 yurtsever Milletvekili Tayyip Bey'e GATA'yı
TSK'nın elinden alarak ismini değiştirme olanağı veren Anayasa'ya aykırı
Kararname'yi acilen Anayasa Mahkemesi'ne götürmeliler. Haydi cesaret
Kılıçdaroğlu, cesaret Bahçeli, cesaret "imza veririm" diye öne çıkan 4 Vekil.
Daha ne bekliyorsunuz? Muhalefeti şimdi değil de ne zaman yapacaksınız?


**********
arşiv:
Askeri okul ve tesisler yandaşların iştahını kabarttı   12 Ağustos 2016
http://aliserdarbolat.blogspot.com.tr/2016/08/askeri-okul-ve-tesisler-yandaslarn.html
**********

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder