18 Nisan 2018 Çarşamba

Erken seçim kararı bir darbe girişimidir

Cumhurbaşkanı Adayı Vatan Partisi Genel Başkanı Dr. Doğu Perinçek,
erken seçim kararını ULUSAL KANAL'da değerlendirdi.


38 dakika süreli video kaydı:
https://www.aydinlik.com.tr/dogu-perincek-ten-tbmm-ye-cagri-yetkinizi-erdogan-ve-bahceli-ye-devretmeyin-politika-nisan-2018-2

 

Açıklamanın ilk 15 dakikasının bant çözümü:

Bu bir darbe kararı. Erken seçim kararı değil. Çünkü Erdoğan - Bahçeli
ikilisinin erken seçim kararı alma yetkisi yok. Anayasa'yı açıp okuyalım.
Sıkımadan, utanmadan milletin karşısına çıkıyorlar, "Karar aldık" diyorlar.
Ey Erdoğan, ey Bahçeli, siz erken seçim kararı alamazsınız. Siz ancak
darbe kararı alabilirsiniz, yani hukuk dışı karar alabilirsiniz.

Anayasamıza göre erken seçim kararı almaya yetkili organ TBMM'dir.
"Meclis'e bu öneriyi götüreceğiz" deselerdi tamam. Ama pervasız bir
şekilde hukuku çiğniyorlar. Aynı zamanda seçim ve demokrasi olanak-
larını da dinamitliyorlar.

Daha uyum yasaları yok. 100 bin imza toplayarak Cumhurbaşkanı Adayı
gösterme imkanı var. Peki bu kadar imzayı 2 ay 10 gün içinde nasıl topla-
yacak vatandaşlar? (Hem bu imzaların hangi yolla toplanacağı uyum ya-
saları çıkmadığı için belli değil, dilekçe ile mi, noter kanalıyla mı, YSK'ya
gidip imza vererek mi, e-devlet üzerinden mi). 



Önseçim yapılamayacak. Lider sultası kurulacak. Lider mafyaları oturacak,
adayları saptayacak, onların adı da Milletvekili olacak. Lider mafyalarına
Türkiye'yi teslim eden bir darbe giriÅŸimidir bu. 

Önseçim partilerin hakkı. Partilere hiç bir zaman "Erken seçim yapıyoruz,
siz önseçim yapamazsınız" diyemezler. O zaman demokrasi kalmaz. Çünkü
(demokrasimiz) bir partiler demokrasisidir, ve ancak partiler içinde demokrasi
işlerse ülkede demokrasi olabilir. Partiler Milletvekili adaylarını demokratik
usullerle gösteremezse ne oluyor: Liderler etrafına 5 kişiyi topluyor, ve
kendilerine boyun eğecek, teslim olacak, çantalarını taşıyacak ve istedikleri
gibi güdecekleri sözümona Vekiller seçiyorlar. 

Onlar Milletvekili olmuyor o zaman, liderlerin piyonları oluyor. Ve Meclis de
Meclis olmaktan çıkıyor.

Bu 2 ay 10 günlük sürede hiç bir partinin önseçim yapma imkanı yok.
Seçim kanunlarında, Anayasa'da belli süreler var. Bu süreleri daraltmak
mümkün, YSK buna göre takvim yapabilir, ama bu süreleri hukukun uygu-
lanmasını imkansız hale getirecek, hakların kullanılmasını imkansız hale
getirecek kadar kısaltamazsınız.

Çünkü siyasi partilerin hakları var, bir de vatandaşların hakları var. Bunları
kullanılamaz hale getiriyorsunuz. Vatandaş Milletvekili olma hakkına sahip,
ama siz süreyi kısaltarak Milletvekili tayin etme hakkını liderlerin eline veri-
yorsunuz. 


VatandaÅŸların CumhurbaÅŸkanı Adayı olma haklarını da ellerinden alıyorsunuz. 
Anayasa o hakkı veriyor: VatandaÅŸlar 100 bin imza toplayarak CumhurbaÅŸkanı 
Adayı olabilir. Ama siz süreyi 2 ay 10 güne indiriyorsunuz ve şu anda henüz
Cumhurbaşkanı Adayı olmak için 100 bin imzayı toplamanın usulü hakkında
bir kanun yok. Yani uyum yasası yok. Peki o zaman vatandaş nasıl Cumhur-
başkanı Adayı olacak? Bunu da (Meclis'teki) birkaç partinin diktasının elinde
topluyorsunuz. Yani Cumhurbaşkanı adayları Meclis'teki partilerin lider maf-
yaları tarafından belirlenecek

Milletvekili adayları ve CumhurbaÅŸkanı adayları partilerin lider mafyaları 
tarafından belirlenecek, Buna demokrasi demezler, mafyokrasi derler.
Bu, mafya iktidarıdır.




Yani Tayyip Erdoğanlar, Bahçeliler Türkiye'ye bir mafya iktidarını hem Millet
Meclisi'nde, hem Cumhurbaşkanlığı üzerinden dayatmaya kalkıyorlar. Her
türlü hakları, hukuku ortadan kaldırıyorlar.

O bakımdan, Millet Meclisi'ne çağrıda bulunuyorum: Yetkilerinize sahip çıkın.
Yetkilerinizi Erdoğan'a ve Bahçeli'ye devretmeyin. Devrederseniz hukuk dışı
duruma düşersiniz. Şu anda Erdoğan ve Bahçeli TBMM'nin yetkilerini gasp
etmiş durumda. "Biz erken seçim kararı aldık" diyorlar.

Seçim tarihini bütün hakların, hukukun uygulanmasına elverecek şekilde,
olağan sürelerin uygulanmasına elverecek şekilde belirlenmesi gerekir.

Korku içindeler. Niçin bu kadar telaş? 26 Ağustos'u önerebilirler. Ama ikisi
oturup 24 Haziran'a karar veremez. Önerebilirler. Seçim tarihi hakkında
görüş açıklayabilir, öneri yapabilir. Ama bu ikisi kafa kafaya verip seçim
tarihi belirledikleri zaman bu ikisi de darbeci olur.

FETÖ 15 Temmuz'da ne yapmaya kalktıysa, yani Anayasa'yı ortadan kal-
dırmak, bu ikisi de karar vererek Anayasa'yı ortadan kaldırmaya kalkıyor.
Anayasa TBMM'ye veriyor o yetkiyi, siz o yetkiyi TBMM'nin elinden alamaz-
sınız. Hukuku çiğneme açısından FETÖ'nün yaptığı ile bunların yaptığı
arasında bir fark yok. Ama kullandıkları yöntemler farklı. Yani bunu silah-
la da yapabilirsiniz, iki lider partilerine ve TBMM'ye bir tarihi dayatarak da
bir anlamda bir darbe yapmış olur. Hukuku çiğneyerek siyasi iktidara el
koyduÄŸunuz zaman bu da bir darbedir.

Şu anda hangi yöntemleri kullanacaklarını da bilmiyoruz. Çünkü son derece
fütursuzlar, pervasızlar. Korku ve telaşları ortak. MHP siliniyor. Kene gibi
AKP'nin sırtına yapışarak hayatını devam ettirmeye çalışıyor. AKP ise borç
batağına batırdı Türkiye'yi ve seçmenin kendisini cezalandıracağını çok
iyi biliyor. Bu borç ekonomisinin sıkıntıları yaşanmadan bir an evvel paldır
küldür seçime giderek iktidara el koymak istiyorlar.

Paldır küldür demokrasi olmaz. Hukuk olmaz. Ne olur? Darbe olur.
Meclis bu darbe girişimini kabul etmemelidir. Sadece FETÖ değil, Amerikan
füzelerinin sırtına binenler de  Meclis'i böyle bombalayabilir.

Siz kim oluyorsunuz da erken seçim kararı alıp tarihini de belirliyorsunuz?
Sizin böyle bir yetkiniz yok. Siz tamamen kanun dışı durumdasınız.

Onların "Bu kararı verdik" demeleri isyan sebebidir. O partilerin tabanı bu
kararı kabul etmemelidir. Çünkü bu karar, karar değildir. Hiç bir hukuki
yönü yoktur.

++++

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder